Pnömoni (zatürre) nedir ?
Pnömoni (zatürre) akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir.
Zatürre nasıl bulaşır ?
Bazı zatürree türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Ama, hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürree oluşturur. Dolayısıyla zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar. Zatürreeye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu infeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonlarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilirler.
Zatürrenin sıklığı nedir ?
Zatürreler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye’de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle, bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreler daha ölümcül olabilmektedir. Dünyada her yıl 5 yaşın altında 10 ile 12 milyon çocuk zatürree nedeniyle ölmektedir. Bu ölümlerin %90’ı gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ülkemizde 1-12 aylık bebek ölümlerinin %48’inden zatürre sorumludur. Bir ile dört yaş grubunda bu oran %42’dir.
Zatürrenin belirtileri nelerdir ?
Bazı zatürre türleri üşüme-titreme, 39-40°C’ye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı (yeşil, sarı, pasrengi) balgam çıkarma ve yan ağrısıyla ani olarak ortaya çıkar. Bazılarında ise, sinsi bir başlangıç söz konusudur. Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben kuru öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Çocuklarda zatürree belirtileri çocuğun yaşına ve zatürreye yol açan etkene göre değişim gösterebilir. Zatürresi olan çocuklarda bazen tek bulgu hızlı soluma olabilir. Zatürre akciğerlerin karna yakın alt kısımlarını etkilediğinde, solunum sistemi ile ilgili hiçbir bulgu olmaksızın çocuklarda sadece ateş, karın ağrısı ve kusma şikâyeti olabilir.
Ne zaman doktora başvurmalı ?
Zatürre düşündüren yukarıdaki şikâyetlerin bir veya birkaçının varlığında doktora başvurulmalıdır. Çocuklar söz konusu olduğunda özellikle aşağıdaki bulguların varlığında, bebek veya çocuk acil olarak doktora götürülmelidir: ateş, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme.
Zatürre tanısı nasıl konur ?
Zatürre ihmal edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Erken teşhis edilmesi ve gecikmeden tedaviye başlanmasının ölümleri azalttığı bilinmektedir. Hastanın yakınmaları zatürreyle uyumlu ise, genellikle yapılan muayene ve akciğer röntgenindeki bulgularla teşhis konulabilir. Gerekli durumlarda kan ve balgam tahlilleri yapılabilir.
Ayırıcı tanıda neleri düşünmek gerekir ?
Zatürre bazen grip, soğuk algınlığı ve bronşit gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Bu gibi hastalarda, ateşin üşüme-titremeyle yükselmesi ve 39-40°C’ye kadar çıkması, hastanın genel durumunun bozulması, hastalığın ağır seyredip uzun sürmesi, koyu renkli, kanlı balgam ve göğüs ağrısının eşlik etmesi durumunda, mutlaka zatürre olasılığı dikkate alınarak araştırma yapılmalıdır.
Zatürrenin tedavisi
Birçok vakada zatürree evde tedavi edilebilir. Ağır olguların, yaşlı hastaların, oksijen tedavisi veya yoğun bakım desteği gerektiren hastaların hastaneye yatması gerekir. Tedavi hastaya göre değişir. Tedaviye erken başlandığında ve ayaktan tedavi edilebilen olgularda, sonuçlar yüz güldürücüdür. Ancak, teşhis ve tedavisi gecikmiş, ağır zatürre olgularında ölüm oranı yüksektir.
Zatüre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu
Bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanmasa şeklinde ortaya çakan bir hastalıktır.
İltihaplanmaya virüs, bakteri veya mantar gibi mikro-organizmalar sebep olmaktadırlar. Ayrıca alkol, uyuşturucu maddeler, sigara ve kötü hayat şartları zatürre'ye ortam hazırlayan faktörlerdir.
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Belirtileri:
• Yüksek ateş, titreme ve kuru öksürük ilk işaretleridir.
• Soluk alandağa zaman sırta çivi bataralayormuş gibi ağra hissedilir ve hemen arkasmdan öksürük gelir.
• Şiddetli baş ağrısı yapar.
DİKKAT: Tedavi edilmeyen zatürre vakaları şuur kaybı ve komaya kadar varan ağır sonuçlar doğurur.
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Korunma:
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Tedavisi:
Zatürre pnömoni alt solunum yolu enfeksiyonları : Toplumun hem çocuk hem de erişkin kesimini etkileyen alt solunum yolu infeksiyonları (ASYE) denince Akut bronşit, Kr. bronşitin akut alevlenmesi ve Pnömoni akla gelmelidir. Günlük pratik tıpta çok önemli bir yer tutar. Çoğu hafif seyreden ve kendi kendine iyileşen bu infeksiyonlarla daha çok pratisyen hekimler karşılaşır.
Daha ağır seyreden ve hastane tedavisi gereken infeksiyonların tanı ve tedavisi ise uzman hekimlerce yapılır. ASYE'de bakteriyel etkenler de söz konusu olduğundan, enfeksiyon ataklarının çoğu hafif ve kendi kendine iyileşebilecek olsa bile empirik antibiyotik tedavisine sıklıkla başvurulmaktadır. Ancak hangi hastalara ne tür antibiyotik rejiminin uygulanacağı konusunda bir netlik yoktur.
Etkenler nelerdir?
• Toplum kökenli pnömoniler, tipik pnömoni ve atipik pnömoni olarak iki alt grupta incelenirler. Tipik pnömonilere sıklıkla bakteriler neden olurken, atipik pnömoni etkenleri mycoplasmalar, chlamydialar, ricketsialar ve viruslerdir. Hastane kökenli pnömoniler diğer hastalıklar nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerde görülen pnömonilerdir. Sıklıkla etken bakterilerdir ve bunlardan en sık olarak Klebsiella pneumönia ve Pseudomonas aeruginosa pnömoniye neden olurlar.
• İmmün yetersizliği olan hastalarda görülen pnömonilerin etken mikroorganizmaları, immün yetersizliğin sebebine göre değişmektedir. Bakteriler, viruslar ya da mantarlar pnömoniye neden olabilirler.
Ne gibi şikayetlere yol açar?
• Pnömonide şikayetler etken mikroorganizmanın türüne göre değişiklikler gösterir. Bakteriyel pnömonilerde genellikle ateş, üşüme ve titreme ile başlar ve gittikçe yükselir. Yüksek seviyede seyreden ateş zamanla normale düşer ve ateşin düşmesi ile hastada rahatlama gözlenir.
• Öksürük başlangıçta kuru vasıftadır. Ancak daha sonra öksürükle beraber normal yapıda ya da iltihaplı balgam da görülür. Hastaların en çok rahatsızlık bildirdikleri şikayetleri yan göğüs ağrısıdır. Yan ağrısı, akciğer zarlarının tahrişi sonucu meydana gelir. Öksürükle, nefes alıp vermekle ağrıda artış olur. Hastalığın yaygınlık derecesine göre hastalarda nefes darlığı ve el, ayak ve dudaklarda morarmalar görülebilir. Bu tablolar ancak yaygın hastalığı olanlarda gözlenir.
• Hastalarda genellikle halsizlik, iştahsızlık, kırgınlık gibi genel şikayetler de bulunmaktadır. Etken mikroorganizmanın türüne göre nadiren kanlı balgam şikayeti de izlenebilmektedir.
Fiziki muayene bulguları nelerdir?
• Pnömonili hastalarda genel durum bozulabilir. Hastalığın bulunduğu tarafın solunuma katılımında azalma olduğu izlenebilir, hastanın yan ağrısını azaltmak için o tarafa doğru eğildiği görülür.
• Hastada dinleme bulgusu olarak hastalığın dönemine göre değişik bulgulara rastlanabilir. Erken ve geç dönemlerde hasta olan akciğer alanlarında ral denilen anormal sesler duyulabilir. İltihabın yoğun olduğu dönemlerde ise bronşial solunum sesleri duyulmaktadır. Olaya akciğer zarları da karışmış ise, bu alanda frotman adı verilen ve akciğer zarlarının sürtünmesi ile oluşan anormal sesler duyulabilir.
• Hastaların kalp atım sayısında artış mevcuttur. Nabız sayısı da artmıştır ve düzensiz nabız olabilir. Tansiyon değerleri normal sınırların altına düşmüştür.
Tanısı nedir?
• Tanı hastanın şikayetleri, muayene bulguları ve tetkikler bir arada değerlendirilerek konulur. Balgamda etken mikroorganizmanın tespiti kesin tanı ve tedavi planı için oldukça değerlidir. Kanın çökme hızında artış gözlenir. Beyaz hücreler etkenin türüne göre artmış olabilir. Balgam incelemesinden sonra en önemli tetkik yöntemi akciğer grafisidir. Akciğer grafisinde hastalığa yakalanan bölgede düzensiz vasıfta gölge koyuluğunda artış izlenir. Balgamda direk bakı ile etken bakteri veya mantar izlenebilir ya da kültürde üretilebilirler. Viral pnömonilerde etken mikroorganizmanın tespiti güçtür.
Tedavi yolları nelerdir?
• Pnömoni tanısı konulan hastalara öncelikle destek tedaviler uygulanmalıdır. Hastanın odası sıcak ve nemli olmalıdır. Sıvı ihtiyacı giderilmeli, ileri derecede su kaybı olan hastalara serum tedavisine geçilmelidir. Ağrı ve ateşi olan hastalara ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar verilmeli, tedaviye balgam söktürücü ilaçlar eklenerek balgam atılması kolaylaştırılmalıdır. Tedavi sonlarına doğru balgam çıkaramayan, ileri derecede rahatsız edici öksürüğü olan hastalara öksürük kesici ilaçlar verilebilir.
• Hastalığın asıl tedavisi etken mikroorganizmanın tespiti ile mümkün olacaktır. Eğer mikroorganizma tespit edilmiş ise buna yönelik etkili antibiyotikler uygulanmalıdır. Eğer ilaç duyarlılık testleri yapma imkanı olursa, bu testlerin neticesine göre uygun antibiyotik verilmelidir. Hastalığı oluşturan etkene ve hastalığın şiddetine göre tedavi en az 5-7 gün düzenli olarak uygulanmalıdır. Bazı mikroorganizmalarla oluşan pnömonilerin tedavi süresi daha uzun olmak zorunda olabileceği unutulmamalıdır.
• Direk bakı veya kültür ile etken tespit edilememişse hastanın kliniğine ve laboratuar tetkiklerine bakılarak bakteriyel ya da viral pnömoni ayırımına gidilmeli ve gerekiyorsa geniş etkili antibiyotiklerle tedaviye başlanmalıdır.
Aşağıdaki hastalar hastanede yatırılarak tedavi edilmelidirler;
a. 65 yaş üzerindeki hastalar.
b. Şeker hasalığı, kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, kronik akciğer hastalıkları, alkolizm, immün yetmezlik, kanser gibi hastalıkları olanlar
c. Solunum sayısı dakikada 30dan fazla olanlar, sistolik kan basıncı 90 mmHgnın altında veya diastolik kan basıncı 60 mmHgnın altında olanlar, ateşi 38,8 derecenin üzerinde olanlar, şuurunda bulanıklık görülenler, akciğer dışı organlarda iltihabi bulguları tespit edilenler.
d. Beyaz küre sayısı 4.000in altında veya 30.000in üzerinde olanlar, hematokriti %30un altında bulunanlar, arter kanında parsiyel oksijen basıncı 60 mmHgnın altında tespit edilenler, akciğer grafisinde birden çok alanda pnömonisi olanlar ya da iki gün ara ile çekilen akciğer grafilerinde iltihabın hızlı ilerlediği gözlenen hastalar, akciğer zarları arasında sıvı toplananlar
Hastane Bölümleri > Göğüs Hastalıkları > Zatüre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu
Pnömoni (zatürre) akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir.
Zatürre nasıl bulaşır ?
Bazı zatürree türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Ama, hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürree oluşturur. Dolayısıyla zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar. Zatürreeye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu infeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonlarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilirler.
Zatürrenin sıklığı nedir ?
Zatürreler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye’de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle, bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreler daha ölümcül olabilmektedir. Dünyada her yıl 5 yaşın altında 10 ile 12 milyon çocuk zatürree nedeniyle ölmektedir. Bu ölümlerin %90’ı gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ülkemizde 1-12 aylık bebek ölümlerinin %48’inden zatürre sorumludur. Bir ile dört yaş grubunda bu oran %42’dir.
Zatürrenin belirtileri nelerdir ?
Bazı zatürre türleri üşüme-titreme, 39-40°C’ye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı (yeşil, sarı, pasrengi) balgam çıkarma ve yan ağrısıyla ani olarak ortaya çıkar. Bazılarında ise, sinsi bir başlangıç söz konusudur. Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben kuru öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Çocuklarda zatürree belirtileri çocuğun yaşına ve zatürreye yol açan etkene göre değişim gösterebilir. Zatürresi olan çocuklarda bazen tek bulgu hızlı soluma olabilir. Zatürre akciğerlerin karna yakın alt kısımlarını etkilediğinde, solunum sistemi ile ilgili hiçbir bulgu olmaksızın çocuklarda sadece ateş, karın ağrısı ve kusma şikâyeti olabilir.
Ne zaman doktora başvurmalı ?
Zatürre düşündüren yukarıdaki şikâyetlerin bir veya birkaçının varlığında doktora başvurulmalıdır. Çocuklar söz konusu olduğunda özellikle aşağıdaki bulguların varlığında, bebek veya çocuk acil olarak doktora götürülmelidir: ateş, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme.
Zatürre tanısı nasıl konur ?
Zatürre ihmal edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Erken teşhis edilmesi ve gecikmeden tedaviye başlanmasının ölümleri azalttığı bilinmektedir. Hastanın yakınmaları zatürreyle uyumlu ise, genellikle yapılan muayene ve akciğer röntgenindeki bulgularla teşhis konulabilir. Gerekli durumlarda kan ve balgam tahlilleri yapılabilir.
Ayırıcı tanıda neleri düşünmek gerekir ?
Zatürre bazen grip, soğuk algınlığı ve bronşit gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Bu gibi hastalarda, ateşin üşüme-titremeyle yükselmesi ve 39-40°C’ye kadar çıkması, hastanın genel durumunun bozulması, hastalığın ağır seyredip uzun sürmesi, koyu renkli, kanlı balgam ve göğüs ağrısının eşlik etmesi durumunda, mutlaka zatürre olasılığı dikkate alınarak araştırma yapılmalıdır.
Zatürrenin tedavisi
Birçok vakada zatürree evde tedavi edilebilir. Ağır olguların, yaşlı hastaların, oksijen tedavisi veya yoğun bakım desteği gerektiren hastaların hastaneye yatması gerekir. Tedavi hastaya göre değişir. Tedaviye erken başlandığında ve ayaktan tedavi edilebilen olgularda, sonuçlar yüz güldürücüdür. Ancak, teşhis ve tedavisi gecikmiş, ağır zatürre olgularında ölüm oranı yüksektir.
Zatüre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu
Bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanmasa şeklinde ortaya çakan bir hastalıktır.
İltihaplanmaya virüs, bakteri veya mantar gibi mikro-organizmalar sebep olmaktadırlar. Ayrıca alkol, uyuşturucu maddeler, sigara ve kötü hayat şartları zatürre'ye ortam hazırlayan faktörlerdir.
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Belirtileri:
• Yüksek ateş, titreme ve kuru öksürük ilk işaretleridir.
• Soluk alandağa zaman sırta çivi bataralayormuş gibi ağra hissedilir ve hemen arkasmdan öksürük gelir.
• Şiddetli baş ağrısı yapar.
DİKKAT: Tedavi edilmeyen zatürre vakaları şuur kaybı ve komaya kadar varan ağır sonuçlar doğurur.
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Korunma:
- Kızamık ve çiçek virüsleri zatürre yapma ihtimali yüksek mikroplardır.
- Ağır geçen grip hastalığının da etkisi fazladır.
- Ateşli, bulaşıcı hastahklara yakalanmamak için temizliğe dikkat etmeli ve aşı yaptırılmalıdır.
- Zararlı ahşkanhklardan uzak, düzenli bir hayat yaşamalıdır.
Zatürre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu Tedavisi:
- En etkili tedavi usulü antibiyotikler olup asıl hastalığa yöneliktir.
- Tedavi sırasında yatak istirahati verilmelidir.
- Ayrıca ateş düşürücü ve öksürük kesici ilâçlar da verilir.
- İyileşme. döneminde bol vitaminli, yüksek kalorili bir diyet uygulanır.
Zatürre pnömoni alt solunum yolu enfeksiyonları : Toplumun hem çocuk hem de erişkin kesimini etkileyen alt solunum yolu infeksiyonları (ASYE) denince Akut bronşit, Kr. bronşitin akut alevlenmesi ve Pnömoni akla gelmelidir. Günlük pratik tıpta çok önemli bir yer tutar. Çoğu hafif seyreden ve kendi kendine iyileşen bu infeksiyonlarla daha çok pratisyen hekimler karşılaşır.
Daha ağır seyreden ve hastane tedavisi gereken infeksiyonların tanı ve tedavisi ise uzman hekimlerce yapılır. ASYE'de bakteriyel etkenler de söz konusu olduğundan, enfeksiyon ataklarının çoğu hafif ve kendi kendine iyileşebilecek olsa bile empirik antibiyotik tedavisine sıklıkla başvurulmaktadır. Ancak hangi hastalara ne tür antibiyotik rejiminin uygulanacağı konusunda bir netlik yoktur.
Etkenler nelerdir?
• Toplum kökenli pnömoniler, tipik pnömoni ve atipik pnömoni olarak iki alt grupta incelenirler. Tipik pnömonilere sıklıkla bakteriler neden olurken, atipik pnömoni etkenleri mycoplasmalar, chlamydialar, ricketsialar ve viruslerdir. Hastane kökenli pnömoniler diğer hastalıklar nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerde görülen pnömonilerdir. Sıklıkla etken bakterilerdir ve bunlardan en sık olarak Klebsiella pneumönia ve Pseudomonas aeruginosa pnömoniye neden olurlar.
• İmmün yetersizliği olan hastalarda görülen pnömonilerin etken mikroorganizmaları, immün yetersizliğin sebebine göre değişmektedir. Bakteriler, viruslar ya da mantarlar pnömoniye neden olabilirler.
Ne gibi şikayetlere yol açar?
• Pnömonide şikayetler etken mikroorganizmanın türüne göre değişiklikler gösterir. Bakteriyel pnömonilerde genellikle ateş, üşüme ve titreme ile başlar ve gittikçe yükselir. Yüksek seviyede seyreden ateş zamanla normale düşer ve ateşin düşmesi ile hastada rahatlama gözlenir.
• Öksürük başlangıçta kuru vasıftadır. Ancak daha sonra öksürükle beraber normal yapıda ya da iltihaplı balgam da görülür. Hastaların en çok rahatsızlık bildirdikleri şikayetleri yan göğüs ağrısıdır. Yan ağrısı, akciğer zarlarının tahrişi sonucu meydana gelir. Öksürükle, nefes alıp vermekle ağrıda artış olur. Hastalığın yaygınlık derecesine göre hastalarda nefes darlığı ve el, ayak ve dudaklarda morarmalar görülebilir. Bu tablolar ancak yaygın hastalığı olanlarda gözlenir.
• Hastalarda genellikle halsizlik, iştahsızlık, kırgınlık gibi genel şikayetler de bulunmaktadır. Etken mikroorganizmanın türüne göre nadiren kanlı balgam şikayeti de izlenebilmektedir.
Fiziki muayene bulguları nelerdir?
• Pnömonili hastalarda genel durum bozulabilir. Hastalığın bulunduğu tarafın solunuma katılımında azalma olduğu izlenebilir, hastanın yan ağrısını azaltmak için o tarafa doğru eğildiği görülür.
• Hastada dinleme bulgusu olarak hastalığın dönemine göre değişik bulgulara rastlanabilir. Erken ve geç dönemlerde hasta olan akciğer alanlarında ral denilen anormal sesler duyulabilir. İltihabın yoğun olduğu dönemlerde ise bronşial solunum sesleri duyulmaktadır. Olaya akciğer zarları da karışmış ise, bu alanda frotman adı verilen ve akciğer zarlarının sürtünmesi ile oluşan anormal sesler duyulabilir.
• Hastaların kalp atım sayısında artış mevcuttur. Nabız sayısı da artmıştır ve düzensiz nabız olabilir. Tansiyon değerleri normal sınırların altına düşmüştür.
Tanısı nedir?
• Tanı hastanın şikayetleri, muayene bulguları ve tetkikler bir arada değerlendirilerek konulur. Balgamda etken mikroorganizmanın tespiti kesin tanı ve tedavi planı için oldukça değerlidir. Kanın çökme hızında artış gözlenir. Beyaz hücreler etkenin türüne göre artmış olabilir. Balgam incelemesinden sonra en önemli tetkik yöntemi akciğer grafisidir. Akciğer grafisinde hastalığa yakalanan bölgede düzensiz vasıfta gölge koyuluğunda artış izlenir. Balgamda direk bakı ile etken bakteri veya mantar izlenebilir ya da kültürde üretilebilirler. Viral pnömonilerde etken mikroorganizmanın tespiti güçtür.
Tedavi yolları nelerdir?
• Pnömoni tanısı konulan hastalara öncelikle destek tedaviler uygulanmalıdır. Hastanın odası sıcak ve nemli olmalıdır. Sıvı ihtiyacı giderilmeli, ileri derecede su kaybı olan hastalara serum tedavisine geçilmelidir. Ağrı ve ateşi olan hastalara ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar verilmeli, tedaviye balgam söktürücü ilaçlar eklenerek balgam atılması kolaylaştırılmalıdır. Tedavi sonlarına doğru balgam çıkaramayan, ileri derecede rahatsız edici öksürüğü olan hastalara öksürük kesici ilaçlar verilebilir.
• Hastalığın asıl tedavisi etken mikroorganizmanın tespiti ile mümkün olacaktır. Eğer mikroorganizma tespit edilmiş ise buna yönelik etkili antibiyotikler uygulanmalıdır. Eğer ilaç duyarlılık testleri yapma imkanı olursa, bu testlerin neticesine göre uygun antibiyotik verilmelidir. Hastalığı oluşturan etkene ve hastalığın şiddetine göre tedavi en az 5-7 gün düzenli olarak uygulanmalıdır. Bazı mikroorganizmalarla oluşan pnömonilerin tedavi süresi daha uzun olmak zorunda olabileceği unutulmamalıdır.
• Direk bakı veya kültür ile etken tespit edilememişse hastanın kliniğine ve laboratuar tetkiklerine bakılarak bakteriyel ya da viral pnömoni ayırımına gidilmeli ve gerekiyorsa geniş etkili antibiyotiklerle tedaviye başlanmalıdır.
Aşağıdaki hastalar hastanede yatırılarak tedavi edilmelidirler;
a. 65 yaş üzerindeki hastalar.
b. Şeker hasalığı, kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, kronik akciğer hastalıkları, alkolizm, immün yetmezlik, kanser gibi hastalıkları olanlar
c. Solunum sayısı dakikada 30dan fazla olanlar, sistolik kan basıncı 90 mmHgnın altında veya diastolik kan basıncı 60 mmHgnın altında olanlar, ateşi 38,8 derecenin üzerinde olanlar, şuurunda bulanıklık görülenler, akciğer dışı organlarda iltihabi bulguları tespit edilenler.
d. Beyaz küre sayısı 4.000in altında veya 30.000in üzerinde olanlar, hematokriti %30un altında bulunanlar, arter kanında parsiyel oksijen basıncı 60 mmHgnın altında tespit edilenler, akciğer grafisinde birden çok alanda pnömonisi olanlar ya da iki gün ara ile çekilen akciğer grafilerinde iltihabın hızlı ilerlediği gözlenen hastalar, akciğer zarları arasında sıvı toplananlar
Hastane Bölümleri > Göğüs Hastalıkları > Zatüre Pnömoni Akciğer Enfeksiyonu
Üyeliksiz yorum yapmak içim: Adı/Url kısmını seçin sadece isminizi yazın yeterlidir.
EmoticonEmoticon