Alerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alerji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6.27.2018

Alerjik Rinit

Alerjik Rinit Nedir?

Alerjik rinit, alerjeni neden olan bir başka zararsız bir madde olan, alerjik tepki. Alerjik rinit veya saman nezlesi, spesifik alerjenlere karşı alerjik bir yanıttır. Polen mevsimsel alerjik rinitte en sık görülen alerjendir. Bunlar mevsim değişikliği ile ortaya çıkan alerji belirtileridir.

Alerjik rinit, burun mukozasının alerjik nedenli iltihabıdır. Özellikle alerjik yatkınlığı olan, atopik kişilerde görülür. Çoğunlukla ömür boyu devam etmekle birlikte, ileri yaşlarda şiddeti azalabilir.

En sık rüzgarın havada uçurduğu polenlere bağlı olarak gelişen alerjik rinit, herhangi bir alerjen tarafından da meydana gelebilir. Kendiliğinden geçme olasılığı ise oldukça düşüktür. Alerjik rinite yakalanmamak için bu hastalığa neden olan alerjenlerden uzak durmak ve bunun için gerekli tedbirleri almak gerekir. Alerji ve alerjik rinit hakkında bilmeniz gerekenler ve alerjik rinitten korunmak için almanız gereken pratik tedbirler...

Burun rahatsızlıklarından kaynaklanan sorunlar, önemli bir sağlık sorununu oluşturuyor. Toplumun yaklaşık yüzde 17’si alerjik rinitli. Alerjik rinitler, horlama, sinüzitler toplumda sık görülen önemli sağlık sorunları arasında. Bu rahatsızlıklar, kişilerde sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olmakta.

Alerjik rinit belirtileri

Alerjik rinitin yaygın semptomları şunlardır:

  • Hapşırma
  • Burun akıntısı
  • Tıkalı bir burun
  • Kaşıntılı bir burun
  • Öksürme
  • Bir boğaz veya cızırtılı boğaz
  • Kaşınan gözler
  • Sulu gözler
  • Gözlerin altında koyu halkalar
  • Sık baş ağrısı
  • Aşırı derecede kuru, kaşıntılı ve ağlayan kaşıntılı cilt gibi egzama semptomları
  • Kurdeşen
  • Aşırı yorgunluk
Alerjenle temas ettikten sonra, genellikle bu belirtilerden bir veya daha fazlasını hissedersiniz. Tekrarlayan baş ağrıları ve yorgunluk gibi bazı semptomlar sadece uzun süreli alerjenlere maruz kaldıktan sonra gerçekleşebilir. Ateş, saman nezlesi belirtisi değildir.

Bazı insanlar nadiren semptomlar yaşarlar. Bu, büyük miktarlarda alerjenlere maruz kaldığınızda ortaya çıkar. Diğer insanlar tüm yıl boyunca semptomlar yaşarlar. Semptomlarınız birkaç haftadan fazla sürdüğünde ve iyileşiyor gibi görünmüyorsa, olası alerjiler hakkında doktorunuzla konuşun.

Alerjik rinit için risk faktörleri

Alerjiler herkesi etkileyebilir, ancak ailenizde alerji öyküsü varsa alerjik rinit gelişmesi daha olasıdır. Astım veya atopik egzama olması da alerjik rinit riskinizi artırabilir.

Bazı dış faktörler aşağıdakileri de tetikleyebilir veya kötüleştirebilir:

  • Sigara dumanı
  • Kimyasallar
  • Soğuk havalar
  • Nem
  • Rüzgar
  • Hava kirliliği
  • Saç spreyi
    Parfümler
  • Kolonya
    Odun dumanı
  • Dumanlar

Alerjik Rinit Hangi Bölüm Bakar? (Saman Nezlesi Hangi Bölüm Bakar?)

Alerjik Rinit hastalığına Kulak Burun Boğaz Doktoru Bakar. KBB yani kulak burun boğaz bölümü doktoruna muayene olunuz, geçmiş olsun.

10.17.2013

Alerji

Alerji, vücudun, aslında zararlı olmayan bazı maddelerden veya hava şartlarından etkilenmesi ya da psikolojik etkenler sonucu bazı maddelere aşırı reaksiyon göstermesidir.
Normalde vücudu koruyan bağışıklık sistemi, bazı insanlarda zararlı olmayan birtakım maddelere karşı da aşırı yanıt verir. Bu reaksiyonlara "aşırı duyarlılık" ya da "alerji" adı verilir. Alerjik reaksiyona yol açan antijene de "alerjen" denir. Alerjik reaksiyonlar tek tip değildir, birçok yolla ortaya çıkarlar, vücudun değişik bölümlerinde meydana gelebilirler ve çeşitli şiddette olabilirler.

Alerjik reaksiyonlara neden olan maddelere "alerjen" denir. Bu maddeler solunum yolu ile alınabildiği gibi, ciltten temas ya da yiyecek şeklinde ağızdan da alınabilir. Bu maddeler alerjik reaksiyon gelişebilmesi için vücuda daha önceden girmiş olmaları gerekir. Yani vücudun bağışıklık sisteminin bu maddeyle daha önce karşılaşması ve bunlara duyarlı hale gelmesi gerekir. Daha sonraki karşılaşmalarda çok hızlı bir şekilde reaksiyonlar gelişir. Reaksiyon gelişiminden de vücuttaki mast hücrelerinin alerjenler aracılığı ile parçalanması ve içinden "histamin" denilen maddenin çıkması sorumludur. Aşağıda özellikle solunum yolu ile alınan ve en sık karşılaşılan alerjenler verilmiştir.

Toz akarı.
Alerji belirtileri kaşıntı, kurdeşen ya da astım, alerjik rinit (saman nezlesi) belirtileri, hapşırma, burun akıntısı, burun ve genizde kaşıntı, burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı olarak görülebilir. Kişi, eğer bazı maddelerle temasından dolayı alerji oluyorsa, o maddenin uzaklaştırılması ile sorun çözümlenmiş olur.
İmmün (bağışıklık) sistem, yabancı maddelerle karşılaştığında onları tanımayı ve belleğine almayı öğrenir. Ardından yabancı maddelere (antijenlere) karşı antikorlar üreterek yanıtını hazırlar. Organizmada ne zaman aynı antijen görülse hatırlama özelliği nedeniyle daha önceden hazırlanmış yanıt başlar. Bu nedenle örneğin, saman nezlesi olan bir kişi her yıl polenlerle karşılaşınca immun sistemdeki bu özellik sebebiyle hemen reaksiyon gösterir.

Alerji Çeşitleri:



Hava Kaynaklı Alerji Belirtileri

Hava kaynaklı alerjenler; polenler, kalıplar, toz akarları, hayvan tüyleri ve kimyasallardır. Hava kaynaklı alerjiler, genelde 10 yaşında gelişir, erken yirmili yaşlarda zirveye ulaşır ve 40 ile 60 yaşları arasında kaybolmaya başlar.

Belirtileri ise şunlardır:

  • Hapşırma
  • Burunda kaşıntı ve / veya boğaz
  • Burun tıkanıklığı
  • Öksürük
  • Gözde kızarma, yanma, kaşıntı, sulanma (alerjik konjonktivit)


Hava alerjenlere karşı hassas olanlarda, genelde alerjik rinit ve / veya alerjik konjonktivit vardır. Yukarıdaki belirtilere, nefes darlığı ve hırıltılı nefes alma da eşlik ediyorsa astımdan şüphelenilmelidir.

Gıda Alerjisi Belirtileri

Bir gıda farklı kişilerde farklı belirtilere neden olabildiği gibi aynı kişide, farklı zamanlarda, farklı dozlarda, farklı tepkilere de neden olabilir.

Gıda alerjileri:

  • Sindirim sisteminde: bulantı, kusma, ağrı, ishal
  • Solunum sisteminde: nezle, astım, ödem
  • Deride: Kızarıklık, kabarma, kaşıntı, ürtiker, egzama, anjioödem gibi sorunlara neden olur.


Eğer alerji çok ağır seyrediyorsa anafilaksi de görülebilir.

Böcek Alerjisi Belirtileri

Alerjiniz olan bir böcek tarafından sokulduğunuzda aşağıdaki tepkileri gösterebilirsiniz. (Bu tepkiler, özellikle çocuklarda daha sık görülür.)


  • Boğazda şişkinlik
  • Tüm vücut üzerinde ürtiker (kurdeşen)
  • Nefes almada zorluk
  • Mide bulantısı
  • İshal
  • Anafilaktik şok

7.11.2013

Alerjik konjonktivit

Alerjik konjonktivit aslında bir grup hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Temelde tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu ile birlikte görülmekte birlikte, süreğen -kronik- tiplerinde hücresel bağışık yanıt da -tip IV reaksiyon- rol oynamaktadır.
Konjonktivit

Mevsimsel 
En sık rastlanan alerjik göz hastalığıdır, genellikle çocuklukta başlar, aile öyküsü vardır, astım gibi benzer alerjik şikayetler bulunabilir. Yatkın bireylerin, konjonktivasına temas eden havadaki allerjen maddeler, konjonktivada, tip I alerji reaksiyonu oluşturur. Konjonktivada yer alan bazofil ve mast hücrelerinin IgE antikorları için reseptörleri vardır. Hücre içerisindeki salgısal taneciklerden, histamin proteoglikan (heparin), proteazlar (triptaz), gibi etken maddeler de salgılanır. Bu etken maddeler, damar duvar geçirgenliğinde artış, akciğer bronşlarında daralma, yangı hücrelerinin ortama çekilmesi gibi etkilere sahiptir. Konjonktivada bu açığa çıkan maddelere bağlı olarak; gözlerde kaşınma, kızarma ve sulanma görülür. Göz kapakları hafif şişmiş olabilir, kornea çoğunlukla salimdir ve kişinin görmesi etkilenmemiştir. Aynı zamanda, burun akıntısı, hapşırma, burunda tıkanıklık ve kaşıntı gibi, alerjik rinit bulguları da olabilir. Tedavisinde, soğuk kompresler, etkenden kaçınması, antihistaminik ilaçlar, nonsteroidal anti inflamatuar (NSAİ) ilaçlar, kortikosteroidli damlalar kullanılabilir.
Not: Kortikosteroidli damlaların ciddi yan etkileri bulunur.
Pereniyal (Sürekli) 
Pereniyal, kelime anlamı olarak yıl boyunca süren demektir. Pereniyal alerjik konjonktivit, aslında mevsimsel alerjik konjonktivitin türevidir, belirtileri ve bulguları bir miktar daha hafif olmakla birlikte mevsimsel alerjik konjonktivitte olduğu gibidir. Bu hastalıkta mast hücreleri sürekli aktiftir ve etken maddeleri sürekli bir şekilde salgılarlar. Zaman zaman alevlenmeler ve, eşlik eden alerjik rinit bulguları da olabilir. Bu hastalıktan genellikle, mevsimsel özellik göstermeyen allerjenler sorumludur, bunlar, akarlar, mantarlar, ev tozu, kuş tüyleri gibi daha çok organik kökenli moleküllerdir. Tedavisi, mevsimsel alerjik konjonktivitte olduğu gibidir, ilaçların sürekli kullanılması gerekebilir.
Akut anaflaksi 
Allerjene maruz kalma ile ani olarak ağır kapak ödemi, konjonktivada kızarıklık, ve ödem gelişebilir. Allerjen etken olarak topikal ilaçlar, polenler, mantarlar ve böcek ısırmaları sayılabilir. Aynı zamanda alerjinin diğer belirtileri olan rinit ve ürtiker de görülebilir. İleri olgularda anaflaksi bulguları (anjioödem, bronkospazm ve hipotansiyon) bulunabilir. Tedavisinde soğuk kompresler, sistemik ve topikal antihistaminikler, damar büzücü (vazokonstriktör) ilaçlar genellikle yeterli olur. Ağır olgular ölüm riski içerir, anaflakside olduğu gibi tedavi edilmelidir.
Dev papiller konjonktivit 

Bu tip, konjonktivada ve korneada daha şiddetli bir tutulum yapar. Dev papiller alerjik konjonktivit oluşumunda Tip I aşırı duyarlılık yanı sıra hücresel bağışıklık da sorumludur.


Kornea ve konjontiva tutulumu (vernal konjonktivit)
Vernal konjonktivit 
Vernal konjonktivit, tipik olarak çocukluk çağlarında, 10 yaş öncesinde başlar ve 20’li ve 30’lu yaşlarda sıklığı azalır. Ergenlikten önce erkeklerde kızlara göre 2-3 kat daha fazla görülür ancak 20 yaşından sonra cinsiyetler arasında bu görülme sıklığı farkı ortadan kalkar. Limbal ve palpebral olmak üzere iki formu vardır. Palpebral formda, özellikle üst göz kapak konjonktivasında, limbal formda ise kornea ve sklera bileşke bölgesindeki konjonktivada tutulum vardır. Erken evrelerde küçük ve sayıca az olan papillalar, zamanla sayıca ve hacim açısından artış gösterirler, ve konjonktivada kaldırım taşı manzarasında dev papillalara dönüşürler. Konjonktiva ödemli ve kalınlaşmış olarak izlenir. Her iki formda da ağır olgularda kornea tutulumu olabilir. Bir önceki konuda sözü geçen genel tedavi önlemleri bu hastalık için de geçerlidir. Tedavinin temel bileşeni mast hücre membran stabilazörü ilaçlardır. İlaçların yıl boyunca kullanılması gerekebilir. Ağır olgularda kısa süreli kortikosteroidli damlalar kullanılabilir.
Atopik keratokonjonktivit
Genellikle ailesel veya kişisel olarak, atopik dermatit, astım, alerjik rinit, ürtiker veya besin alerjisi gibi atopik hastalığı olan kişilerde görülür. Atopik keratokonjonktivit olan hastalarda en sık rastlanan atopik hastalıklar, astım ve atopik dermatitdir. Atopik dermatiti olanların yaklaşık %25’inde atopik keratokonjonktivit vardır. Çocuklukta başlayabilse de vernal konjonktivitden farklı olarak daha geç olarak 20’li yaşlar civarında başlar. Göz kapakları sıklıkla tutulmuştur, göz kapaklarının cildi kızarık ve pul pul olmuştur. Konjonktiva tutulumu genellikle alt kapaktadır, papillalar vardır ancak bunlar vernalde olduğu kadar belirgin değildir, daha çok skatrizan -yara yeri iyileşme dokusu- bir görünüm vardır. Kornea tutulumu vardır. Tedavisi vernal olduğu gibidir, kirpik diplerinin temizliği ve hijyeni önemlidir. Cilt tutulumu için sistemik ilaç tedavisi gerekebilir.
Etkene bağlı dev papiller konjonktivit[değiştir | kaynağı değiştir]
Kontakt lenslere, göz küresine uygulanmış bazı protez veya eksplantlara veya göz ve çevre dokularında kullanılan dikiş malzemesine bağlı olarak gelişir. Oluşmasında mekanik irritasyonunun önemli bir yeri vardır. Tedavisinde yol açan etkenin ortadan kaldırılması ve antialerjik ilaçların kullanılması gerekebilir.?

Alerjik dermatit

Kontak dermatit, derinin bazı maddelerle teması sonucu oluşan bir reaksiyondur. Bu reaksiyonların % 80' i tahrişe bağlı reaksiyonlar (örneğin: bulaşık yıkama sonucu oluşan el gibi), %  20' si de alerjik reaksiyonlardır. Reaksiyon temastan hemen sonra olşumaz. Temas sonrası 1-3 gün sonra oluşan belirtiler genellikle 1 hafta veya daha sonra kaybolur. Deri kırmızı, kaşıntılı, iltihaplı ve kabarcıklı bir hal alır. Reaksiyon genellikle temas yerinde en ağırken derinin diğer bölgelerinde de olabilir.

Kimlerde Olur?

Genetik yatkınlığı olan kişilerde gelişmesi kolaydır. Zehirli duvar sarmaşığı ve meşe ile yoğun bir temas sonucu daha fazla oranda oluşurkun, kısa süreli temas sonucu da oluşabilir. Alerjik kontak dermatit erişkinlerde daha sıktır.
dermatit


En Sık Hangi Maddeler Alerjik Kontak Dermatite Neden Olur?

Zehirli duvar sarmaşığı ve zehirli meşe en çok sorumlu olan bitkilerdir. Zehirli sarmaşık yerde yetişebileceği gibi, asma ve ağaçlara da sarılarak büyüyebilir. Bu bitkilerdeki uruşiol denilen bir reçine reaksiyonlara neden olmaktadır. Bu madde el aleti ve bazı elbiselerin yapımında kullanılır.

Diğer bazı bitkiler, metaller, kozmetikler ve bazı ilaçlar da reaksiyonlardan sorumludur. Yaklaşık 3000 tane kimyasal madde alerjik dermatite yol açabilir. Bunları sürekli kullanan kişilerde günün birinde kontak dermatit oluşabilir.



Hangi Metaller Kontak Dermatite Neden Olur?

Nikel, krom, civa kontak dermatite en sık neden olan metallerdir. Nikel bir çok mücevher, kemer tokası ve kol saatinde bulunur. Ayrıca elbiselerdeki fermuar, çıt çıt, kancalarda ve gözlük çerçevelerinde de bulunur. Nikel ile birlikte krom kullanılması ile nikele reaksiyonu olan kişilerde krom kaplamalı maddelere de reaksiyonlar görülmeye başlanmıştır.

Kontakt lens solusyonlarında bulunan cıva da bazı duyarlı kişilerde problemlere yol açmaktadır. Cıvaya duyarlı olan kişiler kontak lens solusyonlarının üzerindeki etiketleri dikkatlice okumalıdırlar. Bununla birlikte bir çok kontak lens solusyonu cıva içermemektedir. Bu metallerden sakınmak en önemli tedavi yöntemidir. Nikel yerine paslanmaz çelik ve 14 ayar altın kullanılmalıdır. Bunlar çok az miktarda nikel içerirler (18 ayar altında çok çok az miktarda nikel vardır).



Kozmetikler Alerjik Deri Reaksiyonlarına Neden Olabilirler mi?

Saç boyalarından tırnak cilalarına kadar bir çok kozmetik alerjik kontak dermatite neden olabilir. Saç boyalarında bulunan parafenilendiamin en sık sorumlu etkendir. Elbiseler için kullanılan boyalar da neden olabilir. Parfümler, göz farları, tırnak cilaları, dudak boyaları ve güneş kremleri de aynı şeyi yapabilir.

Hipoalerjenik ürünleri kullanmak en akıllıca yolardan biridir. Bu ürünler alerjik reaksiyona neden olabilecek parfüm ve boya içermezler. Kolaylıkla bulunabilirler.



Hangi Tür İlaçlar Alerjik Kontak Dermatite Neden Olurlar?

Antibiyotikli kremlerde bulunan neomisindir en sık nedendir. Penisilin, sülfa ilaçları, lokal anestetikler ve ilaçlardaki koruyucular diğer sorumlu faktörlerdir. Sağlık çalışanları, özellikle hekimler ve diş hekimleri bu maddelerle sık temas nedeni ile en çok risk altında olan kişilerdir.

Alerji uzmanınız size ilaçlarla oluşan kontak dermatitin tedavisi hakkında önerilerde bulunabilir.



Alerjik Kontak Dermatitin Tedavisi Nedir?

Temas sonrası deri su ve sabunla ovulmalıdır.

Reçine içeren ürünler ve elbiseler tekrar kullanılmadan önce yıkanmalıdır.

Antihistaminikler kaşıntıyı engellemek için kullanılabilirler. Belirtiler enfekte olmadığı veya çok fazla kaşınmadığında alerjik kontak dermatit iz bırakmaz.

Kabarcıklar patlamamış iltihaplı bölgeye ıslak soğuk kompres (1 litre su, 50 mililitre sirke karıştırılarak hazırlanır) uygulayınız. Kalamin losyonu kaşıntıyı önlediği gibi kurumayı da sağlar.

En etkili tedavi kortizondur. Hafif derecedeki reaksiyonlarda düşük kortizon içerikli kremler kullanılabilir. Orta ağırlıkta reaksiyonlar varsa yüksek kuvvetteki kortizonlu kremler kullanılır. Çok ağır reaksiyonlar için kortizon hapları gerekebilir.

Alerji aşı tedavisi hala deney aşamasındadır.

En iyi tedavi sorumlu olan etkenden kaçınmaktır.

Sağlıklı günler dileğiyle...
Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ

4.27.2013

Alerjik Astım

Astım, solunum yollarının süregelen bir iltihap sonucu aşırı derecede duyarlı olmasına ve bazı etkenlerle zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu hastalığıdır.

Alerjik Astım Nedenleri:
Astımın kesin sebebi belli değildir. Genel kabul gören görüşe göre, doğuştan soluk boruları duyarlı bireylerde çevresel koşulların etkisi ile astım oluşmaktadır ayrıca geçirilen zatüre vb.. hastalıklarda astımın oluşmasında önemli etkenlerdendir. Astımın tipik karakteristiği bronşların mukoza ödemiyle daralmasından ötürü olan episodik dispnedir (nefes darlığı). Bu durum, polijenik bir kalıtım biçiminde genetik kökenli olabilir; fakat enfeksiyon, alerji ve emosyonel faktörler de rol oynayabilir. Psikolojik mekanizmaların rol oynaması için bronşiyal aşırı duyarlığa somatik bir yatkınlık bulunması gerekir. Astımlılarda belirli birtakım kişilik özelliklerine rastlanmasına rağmen, bu hastalıkla birlikte görülen spesifik bir kişilik tipi yoktur; anksiyetenin yol açtığı bazı astım nöbetlerinin nedeni bir şartlı refleksle açıklanabilir. Kesin alerji vakası gösteren bazı hastalarda bulunan yüksek bir immunglobulin (IgE) seviyesi, alerjinin oynadığı rolü açığa çıkarmıştır. Bu gibi hastaların yeni bulunan immunosüpressif ilaçlarla tedavileri yararlı olabilir. Kortikosteroid'ler de tedavide yararlıdırlar, fakat uzun süre ve yüksek dozda kullanılırsa bazı yan etkileri olabilir. Eğer astım nöbetlerinde şartlı anksiete belirgin bir rol oynuyorsa, hayal gücünde sistematik desensitizasyon yöntemi uygulanabilir. Eğer hipersensitivite dolayısıyla hava yolunun reversibl tıkanmasına yol açan birçok stimüle edici faktörlerin astıma neden olduğu düşünülüyorsa, önce mümkün olduğu kadar açık bir biçimde bu fiziksel ve psikolojik nedenlerin tablosunu çizmek ve bunlardan her birini tedavi ederken hastayı sürekli kontrol altında tutmak gerekir. Astım sıklıkla bir alerjiye bağlı olmakla beraber (%60-80) alerji olmadan da astım olabilir.. Doğuştan ve çevre faktörlerinden de gelebilir. Eğer derhâl doktora başvurulmazsa(belirtiler nüksettiği anda)ölümcül sonuçlara yol açabilir.

Solunum yollarının Astımdan önceki ve sonraki halleri.
Hastalarda zaman zaman hırıltı, nefes darlığı ve öksürük olur. Bazı durumlar astım belirtilerinin çok artmasına sebep olur. Bunlar: mikrobik hastalıklar, soğuk hava, kirli hava, sigara dumanı, alerji yapıcı maddeler (allerjenler), egzersiz ve psikolojik bozukluklardır.
Astımda belirtilerin aniden ortaya çıkmasına astım atağı veya astım krizi adı verilir. Bu durumda hastalarda ağır bir nefes darlığı olur.

Astımı belirtilerin şiddetine göre hafif aralıklı, hafif süregen, orta süregen ve ağır süregen olarak sınıflamak mümkündür. Astımın tanısında muayene bulgularının yanı sıra, kanda IgE' nin ve eozinofil adı verilen akyuvarın sayısının yüksek bulunması, solunum testlerinde soluk borusunda daralma olduğunun gösterilmesi ve deri testleri ile hastaların neye karşı alerjisi olduğunun gösterilmesinin çok büyük bir rolü vardır. ayrıca sert nefesler gözükür .

Alerjik Astım Tedavi:
Astım tedavisinde çoğunlukla inhaler adı verilen medikal cihazlar kullanılır. İnhaler kullanımı ile lokal etki yaratılır ve daha düşük dozla daha fazla etki elde edilir. Bu şekilde sistemik yan etkilerin önüne geçilmeye çalışılır.
Tedavide kullanılan ilaçlar iki gruba ayrılır. Birinci grup ilaçlara rahatlatıcı ilaçlar adı verilir (salbutamol, terbutalin gibi sempatomimetikler). Kriz esnasında veya belirtiler başladığında kişi inhaler'i ağzına götürür ve soluk alma (inspirasyon) sırasında inhaler'i sıkar. İkinci grup ilaçlar astımdaki temel sorun olan hava yolundaki iltihabın azaltılmasına yöneliktir. Bunlar da solunum yoluyla alınan kortikosteroidler, kromolin sodyum, nedokromil sodyum, teofilin ve lökotrien reseptör antagonistleridir. Her iki grup ilaçta inhaler tercih edilir.
Alerjik astımlı hastaların bir kısmında ilaç tedavisi ve korunma yöntemleri etkili olmamakta ve aşı tedavisi (immünoterapi) gerekli olmaktadır.
Astım, özellikle çocuklarda hafif bir tablo gösterirse belirtiler (%50-%60) tamamen kaybolabilir. Ancak yetişkin astımlıların belirtileri çoğu kez ömür boyu kalıcıdır.