2.14.2011

Beyin Cerrahisi Nedir?

beyin cerrahisi, beyin

Beyin cerrahisinin faaliyet alanı nedir?
Beyin, omurilik, periferik sinirler dahil, sinir sisteminde cerrahi müdahale gerekebilecek bütün tıbbi faaliyet alanı. Yaralanmalar, enfeksiyonlar, tümörler, doğuştan gelebilecek bir çok anormallikler, kopan diskler, bazı sancılı durumlar ve kafatası içerisinde meydana gelen kanamalar, beyin cerrahisinin yardımcı olabileceği durumlardır.

Genel olarak, sinir sistemi nasıl işler?
Sinir sistemi beynin ve omuriliğin merkezinde bulunan sinir hücre, lerinin ve yardımcı dokuların meydana getirmiş olduğu sistemdir. Görevi, beyin çalışmasını temin eden fenomenlere gerekli nakil ve koordinasyon görevini yapan dürtüyü ulaştırmaktır. Duyumsal etkileri taşıyan hisler, dokunma, tatma ve koku alma gibileri, beyine "afferent" (içeri getiren diye adlandırılan) sinirlerle nakledilir. Bunlar, bu iş için kullanılan ulaştırma yollarıdır. Bundan başka, guddelerden ifrazat ve kas faaliyeti, merkezi sinir sisteminde meydana gelen itici kuvvetle husule gelir ve bunlar dış yönlere "effe-rent" (dışarı götüren diye adlandırılan) sinir yollarıyle ulaşırlar, insanoğlunun günlük hayatının normal düzeni ancak sinir sistemindeki yüksek organizasyon kabiliyeti ile mümkün olmaktadır.
Bu gerçek, özellikle bu kompleks sistemin bir kısmında herhangi bir hastalık durumu meydana geldiği zaman, tam anlamıyla anlaşılmaktadır.
Sinir sistemi otomatik olarak iki kısma ayrılmaktadır: Bir merkezi bir de periferik. Beyin ve omurilik bunun merkezi kısmını oluşturur. Periferik kısım ise vücudun geri kalan kısmiyle ulaşım temin eden bütün sinirleri ihtiva etmektedir. Periferik bölümde oniki çift kafatası siniri vardır. Beyinden gelen bu sinirler kafatasındaki kemiklerde bulunan açıklıklardan geçerler. Bunlardan başka otuziki çift omurga siniri, omurga kemiğindeki açıklardan çıkar ve otomatik veya sempatik sistem olarak adlandırılan kompleks bir sinir şebekesi bulunmaktadır. Otomatik sistemin görevi sinir güdülerini bağırsak iç zarına, mesaneye, kalbe, guddelere ve kan damarlarına ulaştırmaktır.

Beynin görünüşü nasıldır?
Beyin yumuşak, gri-beyaz renkte, sayısız katları bulunan ve yarıküre biçiminde bir yapıdır. Cisminin mesamatını dolduran birçok kan, kan damarları yoluyla beslenmektedir. Kafatasının dibinden çıkışı olan omuriliği ile bir bağlantısı vardır. Beyin de omurgalığının ikisi de zarlarla örtülü olup "dura, arachnoid, pia" ve "cerebros-pinal" olarak adlandırılan bir sıvı içinde bulunur. Beyinin içerisinde belirli sayıda aralarında bağlantı olan boşluklar vardır. Bu boşluklar da "cerebrospinal" sıvı bulunmaktadır.

Cerrahi yoldan beyne nasıl ulaşılır?
Beyni açmak ve meydana çıkarmak için yapılan ameliyatın adı kranyotomidir. Bu ameliyat çoğunlukla genel anestezi ile yapılmaktaysa da, bazı vakalarda lokal anestezi tercih edilmektedir. Ameliyata hazırlanılırken, kafatasını kaplayan deri tamamıyla traş edilmektedir ve sonra bu kısım su ve sabunla iyice yıkanmaktadır. Ondan sonra bir deri antiseptiki uygulandıktan sonra ameliyat edilecek bölümün dışında kalan bütün bölüm sterilize edilmiş gazlı bezlerle örtülmektedir. Kafatasını kaplayan deri, çoğunlukla yarım daire şeklinde kesilir ve sonra altta açılmış olan kafatasına muayyen sayıda delikler matkapla açılır. Bu delikler birbirine bir tel testere kullanılmasıyla birleştirilir ve böylece kafatasından bir blok halinde kemik çıkarılmış olur. Bu çıkarılmış kemik bölümünün hemen altında beynin üstünde bulunan zarlar vardır. Bunlar da deşilince beyin meydana çıkmış olur. Çağımızda beyin ameliyatlarında kaydedilen ilerlemeler sayesin de, beynin herhangi bir tarafına oldukça emniyetli bir şekilde ameliyat yoluyla varmak imkanları vardır.

Omuriliğin görünüşü ve görevi nedir?
Omuriliği silindir biçiminde ve yaklaşık 45 santim uzunluğunda olan ve belkemiği kanalı içinde yerleşik bir yapıdır. Bir yığın sinir den yapılı olan omuriliğinin başlıca görevi bir idare mekanizma; olarak çalışmasıdır. Duygusal sinirler beyne doğru yön alırken adale kasılmalarını ve hareketlerini temin eden motor sinirler, al si istikamete yönelmektedirler. Omurga iliğine bütün uzunluğu boyunca bağlı olan omurga sinirleri ise muhtelif organlar ve yapılarla temasları temin ederler.

Ameliyat için omurga kemiğine nasıl varılır?
Sırtın ortasından bir delik açılır ve kaburga kemiğinin üzerindeki kaslar birbirlerinden ayrılır. Böylece meydana çıkan kaburga kemiklerinin kavis kısımlarının bir bölümü çıkarılır. Böylece zar ile örtülü olan kaburga kemiği meydana çıkmış olur. Bu ameliyat "laminektomi" adı verilmiştir.

KAFATASI VE BEYİN: KAFA TRAVMALARI
(Sıyrıklar, Beyin Sarsıntısı, Kırıklar)

Başta meydana gelen bütün travmalar ciddi olur mu?
Hayır, aksine, başta meydana gelebilecek yaralanmalar kafatası m kaplayan ve nispeten zararsız sayılan deride meydana gelen hafif yaralanmalarla derin şuursuzluklara neden olan beyin zedelen meleri arasında değişmektedir. Kafatası, altındaki beyin madde sine önemli bir korunma vasıtası olmaktadır. Birçok kafa travmaları nispeten önemli sayılamayacak yüzeyde kalan dokuları zedelemektedir. Daha ciddî vakalar, örneğin bir yırtılma veya ağır bir ezilme sonucu kafatasında meydana gelebilecek bir kırılma çok ciddî beyin zedelenmelerine neden olabilir.

Kafatasını kaplayan derinin yırtılması tehlikeli olabilir mi?
Kafatası yaralanmaları çoğunlukla yığın kanamalara neden olduklarından çok kez olduklarından daha tehlikeli görünürler. Bu kanamalar tazyik yapma yoluyla çoğunlukla kendiliklerinden durur. Bazı hallerde yırtık çok genişse, cerrahî müdahale gerekebilir. Bu durumda yara dikilmeden önce yaranın etrafındaki saçlar traş edilir. Yaranın kafatasına veya altındaki beyne tesir etmediğini tespit için çok dakik bir muayene gerekir.

Başta bir yaralanma olduktan sonra kişinin şuurunu kaybetmiş olması neyi ifade etmektedir?
Kafatası içerisindeki maddelerde bir yaralanmanın meydana gelmiş olduğunu göstermektedir. Bu durumlarda bir kafatası kırılması söz konusu olabileceğinden derhal bir röntgen filmi çekilmesi gereklidir. Birkaç saniye süreli bile olsa, şuurunu kaybeden kişiler, kafatası içerisinde bir kanama olup olmadığını tespit etmek için sıkı bir kontrol altında tutulmalıdır.

Bir darbe ile beyinde meydana gelen sarsıntı ne demektir?
Bunun anlamı başa isabet edilen bir darbe sonucu, kısa bir süre de olsa kişinin şuurunu kaybetmiş olmasıdır.
Beyin sarsıntısının tedavi metotları nelerdir?
Ciddî olmayan vakalarda, kişi derhal iyileştiği için, herhangi bir tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak yaralanan kimse vücudunun bir tarafındaki kol ve bacaklarında uyuşukluk ve zafiyet baş gösterirse, bunun devamlı bir müşahede altında tutulması gereklidir. Bu belirtiler genellikle kafatası içerisinde meydana gelen bir kanamadan olabilir.

Kafatasının çatlaması ciddî bir durum mudur?
Evet. Baş üzerine düşmekten veya kafaya sert bir çarpmadan kafatasında kırılmış kemik parçacıkları meydana gelmiş olabilir. Ancak, şu belirtilmelidir ki, yaranın ciddiyeti yarıklığın büyüklüğünden değil, ancak alttaki beyinin ne derece zedelendiğinden ileri gelmektedir. Başka bir deyişle, küçük bir kafatası yarasının neden olduğu ciddî bir beyin zedelenmesi, basit beyin zedelenmesi yapan büyük bir kafatası yarasından çok daha vahim olabilir.

Hastanın şuursuzluk durumu yaralanmanın ciddiyeti ve meydana gelecek sonuçla ilgili önemli bir faktör müdür?
Evet. Koma veya şuursuzluk halinin derinliği yaralanma oranına göre değişiklik gösterir.

Şuursuzluğa neden olan bir kafa yaralanmasında tatbik edilecek ilk yardım yöntemleri hangileridir?
a. Yaralı yarı yatık vaziyette ve yan olarak tutulmalıdır. Bu yolda ifrazatın solunum yoluyla vücuda girmesi tehlikesi azaltılacaktır.
b. Kafatası derisinde meydana gelmiş bir yaradan gelen kanama sterilize edilmiş bir bezle veya mendille yapılacak tazyik yoluyla kontrol altına alınmalıdır.
c. Hasta sedye ile taşınmalıdır. Başının ve gövdesinin eğilmemesi-ne çok dikkat etmek gerekir.
d. Hastanın solunum yolunun tıkanmaması için çok dikkat edilmeli.

Beyin zedelenmesi için özgül (spesifik) bir tedavi var mıdır?
Hayır. Beyin yaralanmalarına özel bir tedavi yöntemi yoktur. Neyse ki böyle yaralananların çoğu kendiliklerinden iyileşmektedir, îyi bakım muhakkak surette gereklidir. Basınçların yara açmaması için baygın olan hastaların devamlı olarak bir taraftan diğer tarafa çevrilmeleri gereklidir. Kirlenen çarşaflar devamlı olarak değiştirilmelidir, idrar yolları çalışmazsa mesaneye bir sonda yerleştirilmesi gerekecektir. Normal nefes alınabilmesi için, solunum yollarının devamlı açık bulunması çok önemlidir. Bazı hallerde soluk borusuna bir delik açarak ve bu delikten bir tüp sokarak solunumun normalleşmesini temin etmek gerekli olabilecektir. Kusma ve balgam birikimleriyle meydana gelebilecek tıkanıkların mekanik bir aygıtla dışarıya atılması gerekli olabilir. Şuurunu kaybetmiş ve yarı komada olan bir hastanın beslenmesinin genellikle birkaç gün süreyle damar yoluyla yapılması gerekir. Bundan sonra bir tüpün mideye sokulmasıyla beslenme yapılabilir.

Her baş yarası ameliyat gerektirir mi?
Hayır.

Cerrahî müdahale gerektiren haller nelerdir?
a. Açık bir yara (açık kırık).
b. Basınçla veya yaralanma sonucu beyine tazyik eden kemik parçaları (baskılı kırık).
c. Bir komplikasyon sonucu meydana gelen kafatası içerisi kanaması.
d. Burun devamlı olarak akıntı halinde gelen beyin-omurga (ce-rebrospinal) sıvıları.
Kafa yaralanmasından sonra kafatası içerisinde meydana gelen kanama ciddî bir durum mudur?
Evet.

Bir yaralanma olayından sonra kafatası içerisinde meydana gelen bir kanama nasıl belli olur ve bu durumda ne yapılması gereklidir?
Bir yaralanmadan sonra kafatası içerisinde meydana gelebilecek bir kanama bazen birkaç saat içerisinde belli olmaktaysa da, bu durumun bazı hallerde haftalar ve hattâ aylar sonra da belli olması mümkündür. İlk görünüşte hafif görülen yaralanmalar kafatası içerisinde kanamalara neden olabilirler. Bundan dolayı böyle bir komplikasyona karşı tetikte bulunulması gerekmektedir. Yaralanmadan kısa süre sonra meydana gelen bir kanama derhal cerrahî müdahaleyi gerektirebilecek âcil bir durumdur. Bu durumun belirtileri Vücudun bir tarafındaki bacak ve kolları, t görülen artan uyuşukluk ve zafiyettir. Böyle bir vakanın çok ciddi bir komplikasyon ve hattâ ölümle sonuçlanmaması için kanamayı durdurmak ve kan pıhtısını çıkarmak için derhal cerrahî müdahale gerekmektedir. Kanamadan bir şüphe bile araştırma kabilinden bir cerrahî müdahaleyi gerektirmektedir. Bu ameliyat lokal novokain anestezesi ile yapılan basit ve önemli sayılmayan bir prosedürdür. Kulağın önünde ve üstünde kafatasını örten deri açılarak kafatasına ufak bir delgi açılmaktadır. Eğer bu yolda kafatası içerisinde bir kanamaya rastlanmazsa mesele kalmaz. Öte taraftan, bir pıhtı mevcut olup hastaya cerrahî müdahale yapılmadığı takdirde bu, hastanın hayatına mal olabilir. Daha sonraları, haftalarca, hattâ aylarca sonra meydana çıkan kanama belirtileri şunlardır: Baş ağrısı, uyuşukluk ve zihin karışıklığı. Bu durum çok daha az tehlikeli olmakla beraber, daha ciddî durumlardaki cerrahî müdahale gereği yine de mevcuttur. Bazı hallerde kafatasına açılan küçük delikten toplanan kan pıhtıları almabilinmekteyse de, daha ilerlemiş durumlarda daha ciddî bir müdahale gerekebilecektir.

Kafatası içerisinde kanama genç çağlarda meydana gelebilir mi?
Evet. Yaralanmalardan meydana gelen kafatası içerisi kanaması (subdural hematoma veya beyin üzerinde toplanan kan pıhtısı) bazen bebeklik çağlarında rastlanır, incinme dikkatsizlik yüzünden çocuğun doğumu sırasında meydana gelmiş olabilir. Devamlı beyin zedelenmesini önlemek için erken teşhis ve cerrahî müdahale gerekir.

Kafa yaralanmalarından sonra fiziki veya aklî sakatlıkların meydana gelmesi normal bir sonuç mudur?

Baş yaralanmalarının her yerde ne kadar çok sayıda olduğu göz önünde bulundurulursa bunların sonuçlarının büyük oranda ciddî olmadığını görmekteyiz. Vakaların büyük çoğunluğunda iyileşme tam olarak gerçekleşmektedir.
Bazı vakalarda belirtiler baş ağrısı, baş dönmesi, aşırı sinirlilik ve buna benzer belirtiler göstermektedir. (Yaralanmadan ve yaralanma sonrası sarsılma sendromlan). Bunların genellikle, ciddî bir durum veya komplikasyon arazı olmaları şart değildir. Şurası göz önünde bulundurulmalıdır ki, her fiziki yaralanmada bir duygusal eleman da mevcuttur ve bu özellikle baş yaralanmalarında öyledir. Bir kafa yaralanmasından veya beyin zedelenmesinden sonra, yaralanan kişiye yarasının asıl durumunu anlatmakla meydana gelmesi muhtemel psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal dengesizlikler büyük ölçüde azaltılabilir. En önemlisi, bu şekilde yaralanmış bir kişiye böyle bir kazanın fizikî etkilerinden kurtulduktan sonra tamamen normal bir yaşantı tarzına dönebileceğini anlatmak ve kendisini bu yolda ikna etmek gerekmektedir.


KAFATASI VE BEYİNDE CERRAHI İLTİHAPLAR

Kafatası veya beyinde meydana gelen bütün iltihaplar cerrahî müdahale gerektirir mi?
Hayır, iltihap genişlemişse ansefalit, menenjit ve drenaj usulüyle alınılabilecek lokalize olmuş cerahat toplantısı yoksa, ameliyat tavsiye edilmemektedir.

Beyin ve örtüleri nasıl iltihaplanmaktadır?
Sinüzit veya nadir vakalarda yaralanmalar, genellikle kafatası kemiklerinin iltihaplanmasına neden olmaktadır (osteomyelitis). Beyin içinde bir apse ise sinüsler veya kulaklar gibi bitişik organlardan veya ciğer gibi uzak bir organdan gelebilecek bir iltihabın yayılması yoluyla meydana gelebilecektir. Ayrıca kafatasının yarılması veya yarılmalarıyla meydana gelen bir yaradan böyle bir durum ortaya çıkabilecektir.

Kafatasında (osteomyelitis) kemik iliği iltihabı ciddî bir durum mudur?
Evet. Gerektiği şekilde tedavi edilmediği taktirde, yayılması ve beyin iltihabına neden olması tehlikesi vardır. Kemoterapi usulü tedavi ve antibiyotikler bulunduktan sonra bu durumun tehlikesi büyük ölçüde azalmıştır.

Kafatasında kemik iliği iltihabının tedavisi neden ibarettir?
Hastalanan kemiğin ameliyatla alınması ve drenaj yoluyla cerahatin dışarıya çıkarılması. Aynı zamanda antibiyotikler de kullanılmaktadır.

Beyin apsesinin ciddiyet derecesi nedir?
Kemoterapi ve antibiyotiklerin kullanılmasının başlanmasından sonra tedavi yöntemleri çok ilerlemiş olmasına ve bu gibi vakalara rastlantı, bir hayli azalmış olmasına rağmen, beyin apseleri yine de çok ciddî bir durum sayılmaktadır. Tedavisi cerrahî yolda delik açılmasıyla drenaj yapılması yöntemidir.


BEYİN TÜMÖRLERİ

Beyin tümörleri ne ölçüde yaygındır?
İnsan vücudunda en çok tümör rastlanan yer beyindir.

Ayrı türde beyin tümörleri var mıdır?
Evet. Kafatası içerisi «intracranial» tümörü deyimi ile kafatası içerisinde meydana gelebilecek birçok tür marazî teşekküller için kullanılmaktadır. Bir tümör, kafatasından, beyin dışındaki dokulardan veya sinirlerden ya da beynin kendisinden ileri gelebilmektedir. Başka bir merkezi kafatasının dibindeki balgam salgılayan (pitiutari gland) guddeden gelebilmektedir. Son olarak da vücudun başka bir yerinde meydana gelmiş olan bir kanserli marazî teşekkül kan dolaşımı ile ikinci derecede beyne tesir edebilecektir.

Beyinde meydana gelen belirli bir tümörden iyileşme şanslarını ne tayin eder?
Marazî teşekkülün bulunduğu yer ve karakteri. Beyin örtüleri (me-ningiomas) ve beyin sinirleri (neurofibromas)nde çıkan tümörler, cerrahî yoldan ulaşabilecek yerlerdeyse, bunları tamamen çıkarmak mümkün olabilecek ve hasta tam anlamıyla tedavi edilecektir. Bu gibi kafatası içerisinde meydana gelen bütün tümörlerin yaklaşık % 20’si oldukları göz önünde bulundurulursa bu gibi hastaların büyük çoğunluğu bu marazî halden kurtulabilme imkânlarının bulunduğu görülmektedir.
Hipofiz tümörlerinin büyük bir oranı ameliyata başvurmadan yalnız X ışınları ile tam olarak tedavi edilebilmektedir. X ışınından faydalanamayan hastalara daha sonra da cerrahî müdahale yapmak imkânları vardır.
Hipofizde olan tümörler bütün olagelen beyin tümörlerinin yaklaşık % 10′unu teşkil ederler.
Beyin tümörlerinin yaklaşık yüzde ellisi beyin maddesinin (glioma) içerisinde gelişmektedirler. Bazı istisnalar dışında bu tümörler tamamen çıkarılabilmeleri için, yeterli derecede lokalize olmamalıdırlar. Büyüme oranları değişik olup ve en habis olanları çok < buk büyümektedir. Bazılarının gelişmesi yıllarca sürmekte, bazısı ise, çok daha kısa sürede tam teşekkül haline gelmiş olurlar. Tam bir tedavi bu tür beyin tümörleri olan hastalara, tatbik edilmeyecekse de, cerrahî müdahale ile kendilerine kısmen yardır olunulabilir. Ancak, tam olarak çıkarılamamış olan bir beyin türünün yeniden gelişme ihtimali mevcuttur ve bu halde hastayı yaşama şansı tümörün gelişme hızına bağlıdır. Bu gibi tümörün gelişmesi bazen X ışını tedavisi yoluyla geciktirilebilinmektedir. Bunun için bu gibi ameliyatların hemen peşinden bu tedavi yoluna başvurulmaktadır.
Bazı hallerde beyindeki tümör öyle bir yerdedir ki, operatör ciddi komplikasyonları göze almadan, hattâ hastanın hayatını tehlike sokabileceğinden bu müdahaleye başvuramamaktadır. Bu dun da kafatası içerisindeki tazyiki azaltacak bir cerrahî müdahale yetinilmektedir. Az tehlike arz eden bu ameliyat sayesinde, değ bir süre için hastaya belirtilerden bir derece rahatlama temin etmektedir.

Beyin tümöründen ameliyatla ölümden kurtulma oranları nedir?
% 85 - 90 arası.

Beyin tümörleri irsi midir?
Hayır.

Ameliyat öncesi bir beyin tümörünün nerede olduğu kesin olarak bit edilebilinir mi?
Çok vakalarda evet.

Beyin tümörünün bulunduğu yer nasıl tespit edilir?
Hastanın sıkı bir muayeneden geçirilmesi ve yaşantısı hakkında derinine bir inceleme yapılması önemli ip uçlarının elde edilme yardımcı olabilecektir. Ancak, genel bir kaide olarak, bir tüm yerini tam olarak tespit edebilmek için aşağıda gösterilen teşhis metotlarına başvurmak isabetli ve bazı hallerde de muhakkak gerekli olacaktır:
a. Kafatasının röntgen filmlerinin alınması. Bunlar bazı hail yeterli bilgiyi temin edeceklerdir.
b. Omurga sıvısının analiz edilmesi.
c. Gözlerin muayenesi (görüş alanı).
d. Çok vakada ansefalogram ve vantrikülogram’lar gerekli olacaktır. Bu testler yapılırken beyinin etrafında ve boşluklarında bulunan sıvı bir iğne ile alınmakta ve bunların yeri bir gazla (helyum veya oksijen) doldurulmaktadır. Bir kontrast madde görevini yapan bu gaz bir röntgen filminde beyinin siluetini çizmektedir. Bu gibi boşlukların asıl görünüşü belirli olduğundan bir tümörün meydana getirdiği tahrip belli olmakta ve bu bulunduğu yeri tespite yararlı olmaktadır.
e. Arteriogram’lar beyindeki kan damarlarının siluetini çizmekle gayet kıymetli bilgi verebilirler. Boyundaki damarlara (radio-opak) bir madde enjektör ile zerkedilmekte ve bu sayede, beyindeki kan damarları röntgen filminde belirmektedir. Bir beyin tümörü Cradio-opak) maddeleri kendi kan damarları içerisinde temerküz ederek bu yolda röntgen filminde çizgilerle belirebilmektedir. Başka hallerde, beyindeki kan damarlarının yer değiştirmiş olduğu görülür, böylece de tümörün yeri tespit edilmiş olmaktadır.
f. Elektroansefalogramlar. Beynin elektrik dalgalarının incelenmesi olan bu sistem de, kıymetli olan bir teşhis testidir. Çok kez kafatasından yayılan elektrik dalgalarının tümör olan yer üzerinden geçerken anormal dalgalar haline geldiği anlaşılmakla tümörün yeri öğrenilebilinir.
g. Beyne radyoaktif maddeler (izotoplar) özellikle son yıllarda kullanılmaya başlanan radyoaktif civa karışımı, zerkedilmekte ve bu sistemle beyinde tümörün teşhis ve bulunduğu yerin lokalize edilmesi birçok vakada mümkün olmaktadır. Bu radyoaktif maddelerin kullanılmasında girişilen risk az olarak kabul edilmektedir.
h. Total Body Seanner (Computerized Tomoqraphy) olarak da adlandırılmaktadır. Bu yeni geliştirilen X ışınları aygıtı ile beyin tümörlerinin gelişmesinin en erken günlerinde teşhis edilebilmesinde çok büyük başarılar sağlanmıştır.

Cerrahî müdahaleden önce bir beyin tümörünün habis olup olmadığını tespit etmek mümkün müdür?
Her vakada değil. Ancak bazı hallerde durumu tam olarak tespit etmek mümkün olmaktadır. Daha önceden meselâ habis bir göğüs tümörü olunduğuna dair önbilgi, bu kanserin beyne yayılmış olduğu metastasis şüphesini uyandıracaktır. Kanserin cinsini tayin etmeye yardım edebilecek başka faktörler arasında, hastanın yaşı, belirtilerin ne kadar zamandan beri devam ettiği, tahlillerde ele geçen bilgiler ve yukarıda bahsedilen testlerden öğrenilen sonuçlar da vardır.

Beyin ameliyatlarında hangi anestezi kullanılır?
Ya lokal ya genel anestezi; tercihen ikincisi. Solunum borusuna bir tüp yerleştirmek suretiyle.

Beyin ameliyatlarında kafatasının açılması nerede yapılır?
Kafatasını kaplayan derinin herhangi bir tarafında. Asıl açılma yeri altta bilinen duruma bağlıdır.


Beyin ameliyatından sonra, kalan yara çirkinleştirici midir?
Hayır. Ameliyatlarda açılmaların, mümkün olduğu kadar saçları] bulunduğu kısımlarda yapılmasına gayret sarf edilmektedir. Böylece ameliyattan sonra açılan kafatası derisi yeniden yerine getirilerek, saçlar yeniden büyüdükten sonra herhangi bir çirkinlik görülmeyecektir.

Ameliyat sırasında kan nakilleri yapılmakta mıdır?
Evet, bunlar çok sık yapılır.


Bir beyin ameliyatının yapılması ne kadar sürer?
Bu süre ameliyat gerektiren durumun cinsine ve tatbik edilecek ameliyat sisteminin karakterine bağlıdır. Bazı beyin ameliyatla] bir ile iki saat arası sürerken, bir başka cerrahî müdahaleler döı ile beş saat arası zaman alabilir.

Hastalar bu kadar saat süren ameliyata emniyetle dayanabilirler mi?
Evet. İleri anestezi teknikleri ve destekleyici tedbirler uzun süre ameliyatların, hastayı tehlikeye sokmadan yapılmasını mümkün kılmıştır.

Ciddî bir beyin ameliyatından ne kadar süre sonra operatör hastanın yaşayıp yaşamayacağını açıklayabilecektir?
Genellikle bir kaç gün içerisinde.

Bir beyin ameliyatından sonra, özel hastabakıcılar gerekli midir?
Evet. Uzun süre bu gibi hemşirelere lüzum görülecektir.
Ciddî bir beyin ameliyatından sonra, hastanın ne kadar süre hastanede kalması gerekecektir?
Yaklaşık iki hafta.

Beyin ameliyatının yapıldığı bölgedeki ameliyat yarası özel bakıma ihtiyaç gösterir mi?
Genellikle hayır. Yalnız ameliyatta bir kemik parçası çıkarılıp yerine yerleştirememişse bu gibi vakalarda üstün bir ihtimam gerekir.

Beyin tümörleri çıkarıldıktan sonra tekerrür etme eğilimleri var mıdır?
Yalnız tam olarak çıkarılmadıkları hallerde.

Ameliyat yoluyla başından bir beyin tümörü çıkarılmış hasta bu ameliyattan sonra normal bir hayat sürdürebilir mi?
Evet.

Beyin tümörlerine çocuklarda da rastlanır mı?
Evet. Çocuk yaşlarında beyin tümörleri seyrek vakalar sayılmaz. Bazı tür tümörler özellikle çocuklarda olmaktadır ve bunlar genellikle beynin muayyen bir yerinde görülmektedirler. Hem selim ve hem de habis tümörlere rastlanmaktadır. Tedavi usulü büyüklere yapılan tedaviden farksızdır ve sonuçlar da değişiklik arz etmemektedir. Çocuklar beyin ameliyatlarına büyükler kadar dayanıklılık göstermektedirler.

Bazı hallerde beyin ameliyatı yerine kobalt veya yüksek voltajlı X ışınları tedavisi tavsiye edilmekte midir?
Evet. Kobalt ve X ışınları yoluyla tedavi hipofiz salgı bezi tümörlerinde başarı göstermekte ve bunların büyük bir oranını tedavi etmektedir. Yine bazı tümörlere, bulundukları yerler nedeni ile, cerrahî müdahale mümkün olmamaktadır. Bunlar ancak X ışınları yoluyla tedavi edilebilinmektedir. Birçok vakada çok iyi sonuçlar elde edilmiştir.

Bir beyin durumundan görüş kaybolduğu takdirde bu bir daha dönebilir mi?
Görüş kafatası içerisindeki bir baskıdan kaybolmuşsa bunun geriye dönme şansı çok değildir. Bazı görüşte ileri gelen aksaklıklar ameliyatla iyileşebilir veya daha vahim hal alması önlenebilir. Tümörün direkt olarak optik siniri üzerine yaptığı baskıdan dolayı görüş kaybolmuşsa ameliyatla bu durumun büyük ölçüde düzelmesi sağlanabilir.

İşitme hassası bir tümör nedeni ile kaybolmuşsa, ameliyattan sonra hasta yeniden duyabilir mi?
İşitme hassasını ortadan kaldıran bir tümör genellikle işitme sinirinden gelmektedir ve tümörün çıkarılmasıyla duyma hassası geriye gelmeyecektir.

Konuşma hassasını kaybeden bir hastaya beyin tümörü çıkarıldıktan sonra yeniden konuşması öğretilebilinecek midir.
Evet. Bu çok vakalarda mümkün olmaktadır. Fakat olağanüstü güç ve eğitim gerekecektir.

Beyin tümörünün çıkarılmasından sonra bir hasta kol ve bacaklarını yeniden kullanabilir mi?
Birçok vakada evet. Ancak tam anlamıyla bir iyileşme her zaman meydana gelmez.

Bir beyin ameliyatından sonra bir hastanın düşünüş durumu ve zekâsı genellikle zedelenmiş olarak mı kalacaktır?
Genellikle hayır. Hastanın aklî tepkisi özellikle beyin tümörünün cinsi ve bulunduğu yere bağlıdır.

Bir beyin tömürünün çıkarılması izpazmozlara bir son verir mi?
İzpazmozların tekerrür etme sayısı ve süresi azalabilir. Fakat bunlar her olayda tamamen ortadan kalkmamaktadır. Bundan dolayı ameliyattan sonra da izpazmozlara karşı kullanılan ilâçların verilmesine devam etmelidir. Ameliyat öncesi ihtilâç halleri görülmemişse bile bir korunma tedbiri olarak ameliyat sonrası izpazmozu kontrol eden ilâçların verilmesi tavsiye edilmektedir.


KAFATASI İÇİ KANAMALARI

Kafatası içi kanamasının anlamı nedir?
Beynin içerisindeki veya üzerindeki maddelerde ileri genel bir kanamadır.

Kafatası içi kanamasının genel nedenleri hangileridir?
a. Kafatası içi kanamalarının en yaygın nedenleri arterlerin (kırmızı kan damarları) sertleşmesi ve yüksek kan basıncıdır. Bu gibi kanamalar genellikle kırk yaşını geçmiş olan kişilerde olmaktadır.
b. Kusurlu teşekkül etmiş bir kan damarının kopması sonucu aynı tür kanamalar daha genç insanlarda da görülür. Çoğunlukla kusurlu teşekkül eden bir kan damarının torba şeklinde genişlemesi halinde belirir (aneurysm). Bazı hallerde de bir yığın anormal derecede büyük olan kan damarları şeklinde görülür (angioma).
c. Beyinde meydana gelen bir zedelenme de kafatası içi kanamaya yol açabilir.

Kafatası içi kanama inme ile aynı mıdır?
Tamamen değil. «İnme» tabiri birçok rahatsızlığı içerisine alır ve kafatası içi kanama da bunlardan biridir.

Kafatası içi kanama ciddî bir hal midir?
Nedeni ne olursa olsun, evet.

Kafatası içi kanamayı tedavide cerrahî müdahalenin rolü nedir?
Kopmuş, hastalanmış veya anormal bir kan damarından ileri gelmiş olan bir kafatası içi kanaması bazen cerrahî müdahale ile tedavi edilebilmektedir. Bazı hallerde cerrahî müdahale hastanın hayatını kurtarabilir, başkalarında ise daimi bir beyin zedelenmesini önler. Ameliyat endikasyonları değişik olur, hangi hallerde ameliyatın gerekli olduğuna dair kabul edilmiş muayyen sualler mevcut değildir. Bununla beraber, beynin çok derin bölgesinde olmayan bir kanama geçirir gençlerde cerrahî müdahale genellikle tavsiye edilmektedir.

Kafatası içi kan damarlarının kusurlu teşekkülü halinde cerrahî müdahalenin rolü ne olur?
Bu kusurlu teşekkül etmiş kan damarları çok kez delinerek kafatası içerisinde kanamalara neden olduklarından, bunların her zaman insanın hayatını tehlikeye sokacak nitelikleri vardır. Pek barizdir ki, bunları mümkün olduğu kadar önceden bulmak ve kanamaya yol açmadan tedaviye girişmek tercih edilecek bir yoldur. Ancak, ne yazık ki, kanama, bunların mevcut olduğunu gösteren ilk belirti olmaktadır. Kan damarlarında bir anormallik olabileceğinden şüphe edildiği zamanlarda, radio-opak maddelerin beyindeki kan damarlarının görüntüsünü göstermek için kullanılması çok iyi sonuçlar vermiştir (arteriyografi). Birçok cerrahî müdahale sistemleri geliştirilmişse de, bu ameliyatlar, yapılması mümkün görülen hallerde bile, çok kez büyük tehlike gösteren müdahaleler olmaktadır.

Kanama yapmayan inmelerde (cerebral vascular occlusive disease cerrahın rolü ne olabilir?
Son yıllarda kesin olarak tespit edilmiştir ki, inmeler genellikle, fi kat her zaman değil, kanın beyne gitmesine engel olan bir tıkanıklıktan ileri gelmektedir. Bunlar kalpten yükselmekteyken boyundaki kan damarlarına tesir etmektedirler. Arteriyografi yoluyla durumun teşhisi kolayca yapılabilmektedir. Bu hallerin, bazılara da sakatlanmış olan damarda tıkama yapan cismin ameliyat yoluyla alınması veya tıkanmanın bulunduğu yer ve cismin bakımından bu ameliyat mümkün görülmemekteyse; yanından gecece sunî bir tüple bir ekleme yapılması tavsiye edilmektedir. Şurası k sinlikle belirtilmelidir ki, inme geçiren hastaların büyük çoğunluğu bu tip cerrahî müdahale için uygun adaylar sayılamayacaklardır.

Üçlü nevralji ne demektir? (trigeminal neuralgia - tic doloureux, trafical neuralgia)
Üçlü nevralji özellikle orta yaşlı ve yaşlı insanlarda rastlanan bir hastalıktır. Karakteristikleri yüzde ciddî ve tekerrür eden şiddet sancıların duyulmasıdır. Nedeni bilinmemektedir.

Üçlü nevraljinin tedavi metotları nelerdir?
Derhal rahatlama temin edebilecek bir ilâç bilinmemekteyse c «Dolantin» bazı hallerde tesirli olmaktadır. Yüzdeki sinirlere alkol enjekte edilmesiyle sancı bir dereceye kadar ve bir süre için dindirilebilmektedir. Kafatası içerisinde bu sancıya neden olan başlıca sinirin kesilmesiyle sancının dindirilmesi mümkündür. Bu ameliyat vakalarının çoğunluğunda başarılı olmaktadır.

Sara tedavisinde cerrahî müdahale ne zaman tavsiye edilir?
Çok az vakalarda. Sara hiçbir belirli neden göstermeden gelebildiği gibi idyopatik, beyinde bir tümör, apse, kusurlu gelişmiş bir kaç damarı veya yaradan da ileri gelebilmektedir.İdyopatik ve organik olarak ayırım yapılması şarttır.İdyopatik saraların nedenle bilinmemektedir ve bu hastalığa uygulanan tedavi usulleri anca ihtilâçları kontrol altına alabilmek için tatbik edilmektedir. Bu ti hastalıklarda ilâç kullanılmakla yetinilmektedir. İdyopatik türde olmayan sara izpazmozları gösteren hastanın problemi bambaşkadır. Burada da ihtilâçların kontrol altına alınması gerekmekteyse de, ihtilâçların neden ileri geldiğinin tespiti de lüzumludur. Bu tür vakalarda cerrahî müdahale icap eder.
Temel neden bir tümör, apse veya basınç yapan bir çatlak ise, ameliyat tavsiye edilir. Yara izlerinden ileri gelen sara da, ilâçla ihtilâçla kontrol altına alınamadığı takdirde ameliyat gerektirebilir. Amnezi halindeyken otomatik aktivite gösteren ve kontrol edilemeyen psychomotor saralılar da, bazı hallerde ameliyat yolundan faydalandırılabilir.

Akıl hastalıklarında ameliyatın rolü ne olabilir?
Akıl hastalıkları için geliştirilmiş olan asıl operasyon lobotomi (beynin bir kısmının kesip çıkarılması) artık hemen hemen tatbik edilmemekte olan bir müdahale haline gelmiştir. Aslında günümüzde psikiatrik hastalıklarda, operasyonun pek belirli bir rolü bulunmamaktadır. Olumsuz yan tesirleri ortadan kaldırmak için orijinal ameliyatta birçok değişiklik yapılması öngörülmüşse de, bunların ne derece verimli ve yararlı olacağı henüz tespit edilememiştir.

Parkinson (ellerin titremesi ve yüz kaslarında kontrolün kaybolması) hastalığında ameliyat yararlı olmakta mıdır?
Bazı parkinson vakalarının ameliyattan çok yararlanmakta oldukları artık şüphe götürmemektedir. En iyi sonuçlar tek taraflı hastalanmış olanlarda alınmaktaysa da, yaşlılar da dahil, cerrahî müdahaleye karşı herhangi bir gösterge bulunmaktadır. Bu tür ameliyatlarda olumsuz neticelerin oranı, çok düşük bulunmaktadır. Bu gibi ameliyatlar yüksek ihtisas ve özel ekip gerektirmektedir. Bunların nevraljik bir merkezde yapılması şarttır. Bu ameliyat genellikle lokal anestezi altında yapılmaktadır. Bu gibi ameliyatlarla sara dışında; başka, istenmeden yapılan hareketler de önlenebilecektir.

Hidrosefali (beyinde aşırı su toplanması) ne demektir?
Bu hastalık genellikle beyinlerinde normalin.çok üstünde beyin-omurga serebrospinal sıvı bulunan bebeklerde görülür. Bu hastalıkta, kafa anormal şekilde büyümektedir. Kan dolaşımının engellenmesi ve beyin-omurga sıvısının içe çekilmesiyle absorption bu gayritabiî fazla toplanma ileri gelmektedir. Kafanın büyüklüğü normalin çok çok üstünde olabilir.

Hidrosefalinin tedavisi nasıl yapılır?
Hastalık kendi kendine iyileşebilecekse de, ilerleme gösteren tiplerin beynin fazla su toplamasını engellemek veya mümkün derecede azaltmak için cerrahî müdahale gerekebilecektir. Eskiden bu yolda birçok ameliyat usullerine başvurulmuşsa da, bunların pek başarılı olduğu iddia edilemez. Birçok klinikte günümüzde tercih edilen cerrahî müdahale usulüyle fazla beyin-omurga sıvısı kalbe saptırılmaktadır. Bu ameliyatta kanın kusmasını önlemek için bir valv kullanılmaktadır. Bu ameliyat usulünün birçok mahzurları varsa da, şimdiye kadar bulunmuş usullerin en yararlısı olduğu kabul edilmektedir.

OMURİLİK: DOĞUŞTAN BOZUKLUKLAR
(Kalıtsal Formasyon Bozuklukları, Gelişim Anormallikleri)

Omurilikle ilgili genel formasyon bozuklukları hangileridir?
Omurga kanalının bir kısmının tamamen kapanmamış olması çok rastlanan bir formasyon bozukluğudur ve çok kez herhangi bir belirti göstermemektedir (spina bifida occulta). Ancak, aynı zamanda omuriliği örten dokularda bir çıkıntı veya fıtık herniation belirtisi de olabilir. Böyle bir çıkıntıda yalnız beyin-omurga celeb-rospinal sıvısı, meningocele veya sinir elemanları ve hattâ omuriliğin bir parçası bile bulunabilir (meningomyelocele)

Meningocele veya meningomyelocele’nin belirtileri nedir?
Bu belirtilerle doğan bir çocuğun arkasında belirli bir yumru olabilir. Bu yumruda sinir elemanlarının bulunması bacakların alt kısmında değişik derecelerde felce yol açabilir.

Bir çocuk bu sakatlıklardan birden fazlasıyla doğabilir mi?
Evet. Su toplanmış başlar (hydrocephalus) çok kez meningomyelocele ile aynı zamanda birlikte gelişir.

Bir gelişme yolundaki sakatlığın düzeltilme çareleri var mıdır? (Me-ningole, meningomyelocele gibileri)
Mevcut bir felcin düzeltilmesi için hiçbir şey yapılamaz. Ameliyat yalnız sakatlığı düzeltmek için yapılabilir. Bâzı vakalarda, torba çok ince olduğu ve yırtılma tehlikesi gösterdiği hallerde, cerrahî müdahale doğumdan hemen sonra gerekebilir.

OMURİLİK TÜMÖRLERİ

Omurilikte bulunan bir tümörün olağan belirtileri nedir?
Zafiyet, el ve ayaklarla birlikte beliren arka ağrıları, mesane ve bağırsakta meydana gelen rahatsızlıklar.

Muhtelif omurilik tömörleri var mıdır?
Evet. Omurilik dış basınçlardan ve içerisinde gelişen yabancı maddelerden etkilenebilir. Bu tümörlerin yaklaşık % 50’si omuriliğin üzerindeki dokulardan veya bir omurga sinirinden ileri gelmektedir.

Omurilik tümörü nasıl teşhis edilmektedir?
Hastanın yaşantısı incelenince ve hasta tam bir muayeneden geçirilince bir omurilik tümöründen şüphe edilebilir. Omurgada ufak bir delik açılması yoluyla beyin-omurga (cerebrospinal) sıvısı akıntısında bir tıkanma olup olmadığı tespit edilebilinmektedir. Omurga sıvısının laboratuarda teste tâbi tutulması çok kez kıymetli bilgilerin elde edilmesine yarayacaktır. Beyin-omurga (cerebrospinal) sıvısına radio-opak maddesi zerkedilmesiyle ve sonra has. taya fluoroscopy yapılmasıyla teşhis daha da kuvvetlendirilebilinecektir. Bu prosedürün adı myelography’dir. Normal durumda hasta sağa sola çevrildiği zamanlarda radio-opak madde serbestçe akacaktır. Bir tümör radio-opak maddenin akıntısını engelleyecek ve böylece bir taraftan teşhisin doğrulanmasına yarayacak ve öte taraftan tümörün tam yerini gösterecektir.

Omurilik tümörlerinde cerrahî müdahale sonuçları ne olur?
Omuriliğin üzerindeki dokularda meydana gelen tümörler veya bir omurga sinirinden olan tümörler ameliyatla alınabilir ve hasta ya tamamen iyileşir veya büyük ölçüde tedavi olur. Eğer omurilikteki hasar uzun süreden beri mevcutsa düzeltilemez hâle gelmiş olabilir. Omurilik maddesinin içerisinde gelişmiş olan bir tümör genellikle çıkarılamaz durumdadır. Ancak bunların gelişmesi çok hallerde X ışını tedavisi ile önlenebilinir. Bazı vakalarda vücudun başka yerinde meydana gelmiş olan bir kanser yayılarak omuriliği de sarar. Bu gibi vakalar çoğunlukta umutsuzdur. Ancak, X ışınları tedavisi ve bazı hallerde cerrahî müdahale kısa bir süre için yararlı olabilir.

Omurilik tümöründen ileri gelmiş bir felç durumu cerrahî müdahaleyle iyileştirilebilinir mi?
Evet. Böyle vakaların yaklaşık yüzde ellisinde tümör cerrahi müdahale yoluyla çıkarılabilir ve hasta ya tamamen veya kısmen iyileşir. Bu tümörün tekerrür etmesi tehlikesi değildir.

Omurilik ameliyatları tehlikeli midir?
Vücudun başka herhangi bir yerinde yapılacak ciddi bir ameliyattan daha fazla değil.

Omurilik ameliyatlarında hangi anesteziler kullanılır?
Genellikle soluk borusuna yerleştirilmiş bir tüple yapılan genel aneztezi.

İNTERVERTEBRAL DİSK KOPMALARI
(Bel Fıtığı, Disk Kayması)

Kaymış bir disk nedir?
Omurga arası diskler, omurgalar arasında yan yana bulunan elastiki yapılardır. Dejenerasyon veya yaralanma sonucu böyle bir disk omurga kemiğine baskı yapabilir ve sancıya yol açar. Kopan diskler genellikle arkanın alt kesiminde meydana gelir ve ayağa kadar uzanan sırt ağrılarına neden olurlar. Daha az vakalarda disk kayması boyun bölgesinde meydana gelir ve bu durumlarda sancı kendisini boyunda ve kolda gösterir.

Kopan bir diskin teşhisi nasıl yapılır?
Hastanın tarihçesi ve fizikî muayeneden geçirilmesiyle teşhise yaklaşılabilinir. Normal röntgen fizikî muayeneden elde edilen bilgiye muhtemelen hiçbir şey ekleyemez. Myelography (omurga kanalını çizgilerle belirten röntgen filmi) hiç şüphe bırakmayacak bir teşhisi gerçekleştirebilir.

Kayan disk tedavisi nasıl yapılır?
Bu durumun tedavisi için yatakta istirahat, çekme ve fizyoterapi gibi koruyucu tedbirlere başvurulur. Eğer bu tedavi ile iyileşme elde edilemezse, sancı ve hareket yetersizliği devam ettiği taktirde, ayrıca nöbetler tekerrür gösterirse ameliyata başvurulması gerekecektir.
.1
Disk ameliyatları tehlikeli midir?
Hayır.

Böyle bir ameliyattan sonra omurgaya fitil sokmak gerekecek midir?
Bu gibi ameliyatların çok az bir oranında bu gerekli olabilecektir.

Disk ameliyatından sonra ne kadar süre hastanede kalınması gereklidir?
Bir hafta ile on gün arası.

Disk ameliyatları ne oranda başarılı olur?
Ameliyat olan hastaların yaklaşık % 85′inin sancıları tamamen ortadan kalkar veya büyük ölçüde azalır.

Disk kaymaları tekerrür eder mi?
Edebilir, ama ancak çok nadir vakalarda.

Kopan bir diskin çıkarılması bazı hallerde felçle sonuçlanabilir mi?
Hayır.

Bir diskin çıkarılması hastanın cinsel hayatına tesir edebilir mi?
Hayır.

OMURİLİK TRAVMALARI

Omurilik travmalarının genel sebepleri nelerdir?
Omurilik yaralanmaları genellikle kaburga kemiğinde ileri gelen kırıklar veya çıkıklarla birlikte meydana gelmektedir. Düşmeler, otomobil kullanırken meydana gelen veya trafik kazaları, silâhla yaralanmalar genellikle bu duruma sebep olurlar. Kaburga, bir kazada zedelendiği zaman, omurilik zedelenmemiş olabilirse de yaralının hastaneye kaldırılırken yapılacak herhangi küçük bir ihmâl omuriliğin de zedelenmesine yol açabilir.

Bir omurilik yaralanması nasıl belli olur?
Omurilik yaralanmalarında muhtelif derecelerde felç durumu, his kaybı, mesane ve bağırsakların kontrolünün kaybı görülebilinir.

Bir omurilik yaralanmasından sonra iyileşme şansı nedir?
Tam bir felç durumu ve bütün hislerin kaybolması halinde iyileşe-bilme şansları çok azdır. Omuriliğin bütün fonksiyonları durmamışsa ve çok az da olsa bu fonksiyonlar işlemekteyse, o zaman yaralının iyileşme şansı çok daha yüksek olur. Eğer omuriliğin fonksiyonları birkaç gün tamamen çalışmaz halde kalırsa, herhangi bir iyileşme elde edilebileceği imkânı yok gibidir. Ayrılmış liflerin yeniden canlanması (regeneration) omurilikte meydana gelmez.

Omurilik yaralanmalarında cerrahî müdahaleden faydalanma imkânları var mıdır?
Omurilik yaralanmaların büyük çoğunluğunda ameliyatın hiçbir faydası yoktur. Bazı nadir istisnalar varsa da, genel kaide omurga çatlaması veya çıkıntısını tedavi etmek için ortopedik tedbirlere başvurulmasıdır. Kemiklerde sağlamlık ve kemiklerin normal sıralanma temini bakımından cerrahî müdahale gerekli olabilir.

Felçli kalan bir hastanın iyileşme umutları var mıdır?
Felçli kalan bir hastanın idaresi o kadar karışık bir problemdir ki, bunun hakkında fikir yürütmek bu eserin konusu dışındadır. Sununla yetinelim ki, uzun bir eğitimden sonra bu gibi felçlilerin birçoğunu rehabilitasyon yoluyla, araçla hareket ve yaklaşık normal bir hayat sürdürme imkânları temin edilebilinmektedir.

GİDERİLEMEYEN AĞRILAR İÇİN CERRAHİ
Ağrı dindirmek için omurilikte ameliyata başvurulur mu?
Çok kez ilâçla giderilemeyen ağrılar için beyin cerrahının müdahalesine başvurulur. Bu tür ağrılar çoğunlukla ilerlemiş kanser den ileri gelir. Omurilik içerisindeki yolların ve ağrıyı ileri getiren yer belli olduğundan, bunları kesmekle hasta bir derece rahata kavuşturulabilinmektedir. Bu ameliyat «cordotomy» olarak adlandırılmaktadır. Vücudun bir kısmına hizmet eden sinirleri (omuriliğe girerken) de kesmek mümkündür. Böylece bu kısım bütün histen yoksun bırakıldığı için ağrı ortadan kaldırılmaktadır. Bu prosedür «rhizotomy» olarak adlandırılmıştır.
Omuriliğe yapılan bu iki ameliyat da tehlikesizdir. Temel olarak tedavi etmemekteyseler de dayanılmaz ağrıyı ortadan kaldırdıkları için çok önemli ve kıymetli müdahaleler olarak kabul edilmektedirler.

Ağrı giderilmesi için omuriliğe yapılan bu tür ameliyat (cordotomy) felce neden olur mu?
Normal olarak hayır. Bununla beraber değişik derecelerde zafiyet (felç) veya mesane kontrolsüzlüğü meydana gelebilir.

Periferal sinir nedir?
Omurilik ile vücudun başka bir kısmı arasında dürtüleri sağlayan sinir. Kas gerilmelerini ve his izlenimlerini ulaştıran dürtüleri nakledebilir.

Sinir zedelenmeleri nasıl meydana gelir?
Bunlar basit travmadan, delinmelerden, kopuklardan, yarılmalardan veya girmelerden (kurşun veya bıçak yaraları) ileri gelebilir.

Periferal sinir yaralanmaları çoğunlukla nerede görülür?
Bacaklarda ve kollarda.

Periferal sinir yaralanmasının belirtileri nedir?
Kaslarda felç ve muayyen sinir tarafından ihtiyaçları temin edilen özel mıntıkada hissin kaybolması.

Periferal sinir yaralanmalarında cerrahî müdahalenin rolü nedir?
Kesik uçlar tam olarak birleştirildiği takdirde sinirlerin yeniden büyüme ihtimalleri vardır. Operatör ameliyatta bunu temin etmek için cerrahî müdahaleyi yapar. Ameliyatlardan sonra sonuç her zaman başarılı olmaz. Ancak, en iyi durumlarda bile bazen artı ortopedik tedaviye ihtiyaç duyulur. Bu tür vakaların tedavisinde fizyoterapinin bir ek tedavi olarak önemli bir yeri vardır.

Her tip sinir yaralanmasında cerrahî müdahale gerekli midir?
Hayır. Yalnız sinir koptuğu takdirde ameliyat gerekli olmaktadır.

Periferal sinirlerden tümörler oluşabilir mi?
Evet. Ancak bunlar çoğunlukla selimdir ve tamamen çıkarılabilinir

Hastane Bölümleri > Cerrahi Bölümler > Beyin Cerrahisi Bölümü

3 yorum

geçenlerde boynum tutuldu bunun için beyin cerrahına mı gitmek gerekiyor.

evet kesinlikle boyun fıtığı, bel fıtığı ve omur ilik ağrıları için beyin cerrahi bölümüne gitmelisin

Huşu uyandıran miras! Siteniz aslında dikkat çekici. Şahsen bence bunun için seviyorum.
beyin ameliyatı

Üyeliksiz yorum yapmak içim: Adı/Url kısmını seçin sadece isminizi yazın yeterlidir.
EmoticonEmoticon